PERİNÇEK – ÖCALAN GÖRÜŞMESİ

“Abdullah Öcalan’ı sorgulamışım, kucağımda şehitler vermişim, yüzlerce çatışmaya girmişim, PKK terör örgütüyle mücadele bütün ömrümü almış…”

Em. Albay Hasan Atilla Uğur

01a

11 Eylül 2014
Gündem Özel, Ulusal Kanal
– Can Karadut (CKD)
– Ceyhun Bozkurt (CBK)
– Hasan Atilla Uğur (HAU)

CBK: … 93 döneminde, o bölgede görev yapmaya başladınız; Diyarbakır, Kızıltepe’de, Güneydoğu’da. O dönemin tartışmalarından bir tanesi, yıllarca psikolojik savaş unsuru olarak kullanıldı: İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’in, Abdullah Öcalan ile, o dönemin 2000’e Doğru’su, 2000’e Doğru dergisi adına yaptığı röportaj. Ama o fotoğraflar hep farklı şekillerde kamuoyuna sunuldu. İşte, dediğim gibi, dava konusu yapıldı, Doğu Perinçek’i içeri gönderdiler. İşte, hapse attılar. Beraat etti. O kitaplar, o röportajlar, hep beraat etti, davalar açıldı. Ancak yıllardır psikolojik savaş unsuru olarak kullanılır. Siz şimdi o dönemde görev yapan bir komutandınız orada.

HAU: Evet.

CBK: Yani, şimdi yan yana gelmeniz biraz garip karşılanmış olabilir mi?

CKD: O dönem kızmış mıydınız? Bugün…

CBK: Mesela o dönem, evet. Yani o dönem ne düşünmüştünüz, şimdi…

CKD: Bugün niye genel başkan yardımcısısınız. Mesela herkesin herhalde en özet sorusu bu…

HAU: Şimdi tabi, ikinize de teşekkür ederim. Ama ben bugüne kadar nereye gittiysem, kendi yakınlarım dahil, hep bu soruyla karşılaştım. İyi ki de sordunuz, buradan millete bunu anlatayım.

CKD: Peki, buyrun.

HAU: Şimdi birincisi, ben, Perinçek’in, sayın Doğu Perinçek’in avukatı değilim yalnız onu söyleyeyim.

CKD: Elbette, evet.

HAU: Yani asla şöyleydi böyle değil. Fakat gerçekleri de, ortaya koymak lazım. Şimdi biz cezaevinde, sayın Doğu Perinçek ve diğer İşçi Partili arkadaşlarla, cezaevinde tanıştık. Ben daha önce sizi, İşçi Partisi camiasını tanımıyorum. Orada karşılaştıktan sonra biz Doğu bey ile, sizin bana sorduğunuz soruları oturup masaya yatırdık ve konuştuk. Şimdi birincisi bu. İkincisi; Doğu Perinçek oraya gittiği zaman, nasıl gitti? 2000’e Doğru dergisinin genel yayın yönetmeni olarak gitti yani gazateci. O zaman bir siyasi parti lideri, bilmem ne filan değildi. Yani çok iyi biliyorum bunu. Bu şekilde gitti. Peki, siz bir yere gittiğiniz zaman; şimdi ben buraya size konuk oldum: Siz bana buraya oturun dediniz, ben buraya oturdum, önüme bir bardak verdiniz, bu bardağı aldım. Benim misafir olarak, bana yapılacak muameleye karşı koyma şansım var mı? Yok, yok. Gerçekten yok. Şimdi Abdullah Öcalan oraya kim gelirse bunu yapıyor zaten ve onu da kameraya çektiriyor, ileride lazım olur diye. Bu çok açık yani bu terör örgütlerinde falan böyledir, ileride kullanırız diye sinekten yağ çıkarmada birincisi bu. İkincisi, Doğu Perinçek, döndükten sonra, ne konuştuysa hepsini kitaplaştırmış. Ben okumamıştım o kitabı, ve cezaevinde okudum. Ve bu kitabı okuduğunuz zaman şunu görüyorsunuz: Sen yanlış yoldasın diyor, terörist başına, sen yanlış yoldasın. Bakın, 89-90 sanırım ya da 91.

CBK: O dönem girişi.

HAU: Sen yanlış yoldasın. Bu çok açık, net. Şimdi, Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan’ın gerçekten kankası olsa, arkadaşı olsa, ya da İşçi Partisi, biraz önce insanların sorduğu ve bana hep sordukları gibi, böyle birşey olsa, ben dönek miyim? Ben, Abdullah Öcalan’ı sorgulamışım, kucağımda şehitler vermişim, yüzlerce çatışmaya girmişim, PKK terör örgütüyle mücadele bütün ömrümü almış; şimdi ben gelmişim, Abdullah Öcalan’ın kankası olarak gösterilen bir liderin partisine üye olmuşum, o parti de beni başkan yardımcısı yapmış. Aslında hiç garip değil. Neden? Çünkü Doğu Perinçek, bakın, Allah gani gani rahmet eylesin, o mücahid, baş mücahid Denktaş’ı yanına alıp, Kemal Alemdaroğlu hocamı yanına alıp, İsviçre’lere Almanya’lara gidip, Ermeni soykırımı yoktur, biz VATAN SAVUNMASI yaptık diye haykıran bir insan. Ben bunu gördüm. Peki, geldiğimiz noktaya bakalım, biraz önce Kızıl Elma dediniz, onun için şey yaptı, hedef aldılar dediniz. Çok doğru bir tespit. Nedir? Bakın, Ülkü Ocakları İstanbul eski başkanı sayın Levent Temiz, ve Mehmet Bora Perinçek, çok büyük bilim adamıdır, bir koalisyon gibi bir ortak gibi, hiç biraraya gelmeyeceği düşünülen gençlerin bir araya gelmesiyle, VATAN MİLLET ATATÜRK demişlerdir, Kızılelma. Budur.

CBK: Birileri çok paniklemişti o dönem, hatırlıyorum.

HAU: Hem de nasıl paniklediler. Paniğin dışında ondan sonra aldılar herkesi içeri attılar. Şimdi Doğu Perinçek’le ilgili tekrar şunu söylüyorum. Bugün, ben neden İşçi Partisi’ndeyim? Bugün, vatanı milleti, gerçekten savunan bir tane parti görüyorum: İşçi Partisi. Türk bayrağı indirilirken, buna gösteren partiyi görüyorum: İşçi Partisi. TC indirilirken, tepki gösteren parti bu. Andımız giderken, tepki gösteren bu. Çuval hadisesine en büyük tepkiyi, Öncü Gençlik ve TGB gösteriyor. Ben bunları görüyorum. Peki benim nerede olmam gerekiyor sizce? Ben size sorayım o zaman. Ben, şunu da çok açık söyleyeyim, ben, Türk Ülkücüsüyüm arkadaşlar. Ben, Türk Ülkücü’süyüm. Ama ben Atatürk’ün anlattığı anlamdaki Türk Milleti’nin Türk ülkücüsüyüm.

CKD: Atatürk Milliyetçiliği diye tanımladığımız kavram.

HAU: Tabi, tabi, çok, şöyle: Bakın 1975 yılında, Bahçelievler’de, rahmetli Alparslan Türkeş makamında oturuyor. Ben de Kara Harp Okulu birinci sınıf öğrencisiyim. Gittik yanına, bize aynen şunu söyledi, tam arkasında Mustafa Kemal’in resmi var: Oğlum dedi, ben, hep bu insanın peşinden gittim, siz de onun peşinden gideceksiniz, yolunuz açık olsun dedi. Düşünebiliyor musunuz? Ben, Türk Ülkücüsüyüm, söylüyorum. Ama ben şu anda İşçi Partisi’ndeyim. Niye? Takiyye mi yapıyorum? Hayır. Asla bakın bunu asla kabul etmem.

HKD: Bu tarihten ilginç bir not, bunu ilk defa duydum…

HAU: Tabi… Ben takıyye filan yapmıyorum. Çünkü bugün, herkesin, ben devrimciyim diyen milliyetçi olmak zorundadır, bakın, ben milliyetçiyim diyen de devrimci olmak zorundadır. Neden? İşte, Mustafa Kemal örneği. Başka türlü kurtuluş şansımız yok.

CKD: Farklı dönemlerde ama Öcalan’a sorguda bu konu gündeme geldi mi, yani sonradan Doğu Perinçek’le görüşmesini teyit ettiğiniz notlar  var mı?

HAU: Var tabi, şöyle: Öcalan, Doğu Perinçek görüşmesinde, geldi bana nasihat etti dedi.

CKD: Çok ayrı dönemler… şimdi yani onu…

HAU: Tabi, tabi… Tabi.

CKD: İki ayrı dönem olması açısından da…

HAU: Geldi, geldi Doğu Perinçek ve bana nasıhat etti. Bana fırça attı gibi söyledi yani. Ben bunların da hepsini hafızamda tabi tutuyorum. Bunlar çok önemli şeyler. Peki, o dönemde oraya giden gazetecileri hatırlayalım: Fatih Altaylı, Hasan Cemal, Tayfun Talipoğlu, başka?

CKD: …

CBK: Birand…

HAU: Bir sürü sayacağımız var. Niye onlar PKK’lı veya hain değil de, Doğu Perinçek hain olarak gösterilmeye çalışılıyor? Bunların hepsi lafı güzaf. Ben İşçi Partisi genel başkan yardımcısıyım. Ve takrar söylüyorum, bakın, en sonda söyleyecektim onu, ülkücü kardeşlerime de söylüyorum, eğer bayrağımızı milletimizi vatanımızı bölünmekten kurtaracaksanız, devrimci kardeşlerimize de söylüyorum, lütfen buraya gelin. Birlikte mücadele edelim, MEVZİYE GELİN. Söyleyeceğim bu…

İlgili video linki 1
İlgili video linki 2

Yayının tamamı link 1
Yayının tamamı link 2
Yayının tamamı link 3

İlgili haber linki (Ulusal Kanal)
İmralı Tutanakları (Aydınlık)

Doğu Perinçek Abdullah Öcalan’la Neden Görüştü?

01b

Ne mutlu Türküm diyene