‘BELEDİYEYİ RANTA KAPATTIK’
Yıllardan beridir alıştırıldığımız “Konuşursam var ya”, “Belgeleri elimde…” türünden tehditkâr ama boş ve bir o kadar da çirkin-çürük siyaset üslûbuna bulaşmadı Mansur Yavaş.
Ne yaptı? Ata’nın şehri Ankara’da devleti, milleti, belediyeyi zarara uğratan, haksız kazanç sağlayanların dosyalarını somut kanıtlara göre hazırlattı; sonuçlananları savcılığa verdi, diğerlerini avukatlara incelletiriyor.
Nasıl yaptı? Kamuoyunda şovmenliğe soyunmadan yani tribünlere oynamadan, sessiz sedasız yaptı.
İşte bu, siyasette bir devrimdir.
Yargıya, hukukun üstünlüğüne, adalete sözde değil; özde güvendir.
Mensubu olduğun millete saygıdır aynı zamanda.
Sorumluluktur.
Peki, ne olup bittiğini Türkiye ne zaman öğrendi?
Kul hakkından öte KAMU hakkı yiyen Sinan Aygün, yırtık dondan fırlar misali meydana çıkıp feveran ettiğinde.
Yoksa halkımız, mahkeme süreçlerine değin gelişmeleri bilmeyecekti. Yani acil çözülmesi gereken onca sorunumuz varken, ne gündem işgal edilecekti ne de insanların zihinleri iğfal.
Ama fırtınanın yaklaştığını bilenler vardı. Onlar, belediye ve savcılıklardaki çalışmaları tilki uykusunda takip ediyorlardı.
Bugün, meseleyi ‘bir inşaata kilitleyerek’ ve sürekli aynı argümanları tekrarlayarak ALGI operasyonu yürüten Aygün de takipçilerden biriydi.
Neden? Çünkü, Ankara Büyükşehir Belediyesi üzerinden FETÖ’ye finansal kaynak sağlayan geçmiş imar değişiklikleri, fesat karıştırılan ihaleler, haksız satışlar vb. işlemler tozlu raflardan indirilip masaya yatırılıyor, her bir usûlsüzlük için ayrı ayrı dosya açılıyordu.
TOGO klasöründe, firari FETÖ’cü Akgül ve kardeşleriyle beraber onun da adı geçiyordu.
Yani Aygün, maddi zarara uğramakla kalmayacak, teröre destek kapsamında yargılanacaktı.
Yoksa, “Benden rüşvet istediler, pardon okul parasıydı, ona sebep başıma bu işleri açtılar” falan, palavraydı.
Başına geleceğin gayet net farkındaydı.
Hepsinin merkezinde ise, eski başkan Melih Gökçek vardı.
Kriptonun önde gideni. Tatlı su kurnazı. (Kurnaz çünkü twitter hesabında kendisini tanıtması gereken yerde yazan şu: “Twitlerin %99’unu ben atarım.% 1 danışmanlarım atabilir.” Türkçe tercemesi: Eğer başımı ağrıtan tweet olursa, silmeye de vakit kalmazsa, sorumlusu danışmandır. Kime danışılacaksa artık?)
Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin en etkin isimlerinden (Halen de etkin olan, “Millete ve devlete hizmeti geçmiş, bilgi ve birikim sahibi kişilerin bu kazanımlarından istifade edilebilmesi amacıyla” oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’nun üyesi ve YİK toplantılarında İsmail Kahraman’la karşılıklı olarak Erdoğan’ın en yakınına oturan) Bülent Arınç’ın ifadesiyle, “Ankara’yı PARSEL PARSEL (FETÖ’ye) satan” efsane başgan.
Bu arada, 31 Aralık 2016 (23:10) tarihli Hürriyet haberinde, Sinan Aygün için de efsane başkan dendiğini unutmayalım. (“Gökçek’e en büyük destek efsane ATO Başkanı, FETÖ mağduru CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün’den gelmişti.”)
Ama öyle pişkinler ki, yavuz hırsızlar derneği ellerine su dökemez. Dökse de imamın mübarek abdest suyudur deyip kırk minareye kırk bin kılıf uydururlar.
Hani bir tabir var, ‘Eşeğimin alnı sakar, adını bana takar’ diye? Bunlar da öyleler.
Mesela tuttular, bir zamanlar Aygün’ün başkanlığını yaptığı, Gökçek’in de oğlunu seçtirmek için türlü alengirler çevirdiği ATO’nun feto imamı firari Ayhan Atalay ile Mansur Yavaş’ı birbirine bağlamaya çalıştılar.
İnananlar oldu mu? Oldu. (Ademoğlu bedavaya ve yalana aşık sanki)
Birçok defa bu iftirayı görmezden gelen Yavaş, meselenin aslını açıkladı (26 Aralık 2019, Hürriyet).
Abdülkadir Selvi: “Firari FETÖ’cü Ayhan Atalay’ın sizi ikna ettiğini iddia ediyor.” [İddia ediyor dediği; Gökçek-Aygün ekürisi..]
Mansur Yavaş: “Ayhan Atalay’ı tanımam ki beni ikna etsin. Ayhan Atalay Yelken Kule’yi yapıyordu. Ayhan Atalay denen şahsın binasında, kulesinde hep Gökçek’in resimleri vardı.”
Selvi: “Mansur Yavaş avukatlık yaptığı binayı Ayhan Atalay’dan kiraladı, deniliyor.”
Yavaş: “Ayhan Atalay’ın ilk yaptığı bina benim avukatlık yaptığım bina. Ama buranın dış alüminyumlarını yapan Kocamanlar İnşaat’a yaptığı iş karşılığı verilmiş daireyi tuttum. Ben Kocamanlar İnşaat’tan tuttum.”
Aynı makalede Selvi, şunu da yazdı: “Yavaş’ın iddialarını Gökçek’e sordum.”
Gökçek’in yanıtı: “… CHP’nin pisliğinden bana ne. Kendi pisliklerinden kurtulmak için konu değiştirip beni işin içine sokmak isteyenlere alet olmam.”
Sanırsınız sütten akkaşık mübarek. Yahu akkaşık TV kanalına bağlanıp Aygün’e arka çıkan, Yavaş’a saydıran Gökçek değil mi? O kanalda gün be gün Yavaş’a saldırılmıyor mu? Neyse..
Gökçek de Aygün de, ufukta geminin direğini gördüler.
Başın sonu, sonun başlangıcı durumunu yaşıyorlar. Panikteler.
Güvendikleri dağlardan kar-tipi haberleri geliyor.
Ankara BB Meclisinde AKP’si MHP’si İYİ Parti’si CHP’si hepsi, tüm partiler İMAR SUÇU’na karşı birlik halindeler.
Dahası, devletin en tepe görevindeki cumhurbaşkanı da Gökçek’in yanında değil: “Bu konuyu takip etmeye devam edin. Ancak BU KONU BİZİM MESELEMİZ DEĞİL. BİZİ İLGİLENDİREN BİR YANI DA YOK. O nedenle polemiğe girmeyin.”
NOT: Erdoğan, görevden düşürse de Gökçek’i köşeye sıkıştıramıyordu. Şimdi Mansur Yavaş sayesinde, hem Gökçek’in hem de FETÖ’nün Ankara’daki siyasi ve ticari-finansal ayaklarının üzerine gidilebilmesi için eline büyük bir fırsat geçti.
Yeter ki sözünün arkasında dursun.
Mansur başkandan yana zaten şüphe ve sorun yok; sözünün eri, kararlı, tutarlı biri.
Ne yaptığını, yapacağını biliyor:
-“FETÖ’nün para kazanma yolu imar emsal artışları. Nasıl yapılıyor? Uygun bir arsa bulunuyor. İnşaata başlanıyor, belediyeye başvurup inşaat alanı büyütülüyor. Bu artıştan ELDE EDİLEN PARA DA BURAYA [FETÖ’ye] AKTARILIYOR. Meclis üyelerimizin araştırmaları sonucunda bu sayının 150 civarında olduğunu tespit ettik.” (Mansur Yavaş, 25 Aralık 2019, İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat, Fox TV)
-“Mansur Yavaş’ın, avukatı aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, FETÖ/PDY’nin 2016’daki darbe girişiminin ardından FETÖ’nün finansmanına yönelik birçok şirkete yönelik operasyon düzenlendiği, ancak ANKARA’DA BU YÖNDE BİR OPERASYON YAPILMADIĞI belirtildi.” (23 Aralık 2019, T24)
Adam kafaya koymuş, Başkent’i kirli ellerden temizleyecek.
Ve bunu, olgun tavrıyla, aklıselim-sağduyulu ve kucaklayıcı duruşuyla, bencil değil bizcil yaklaşımıyla, hesap vermekle mes’ul olduğu Ankaralılara karşı şeffaflığını asla bozmayarak, parti ayrımı gözetmeksizin herkesle EL-ELE tutuşarak, BİRLİK-BERABERLİK içinde yapacak:
-“Biz belediyeyi meclis üyelerine kadar bütün belediyeyi ranta kapattık.” (Çalar Saat, Fox TV)
-“Elbette görevimizi yaparken birilerinin nasırlarına basacağız. Eskisi gibi kolay kazanç, başkasının yetim hakkının üzerinden toplanan kazançlar artık belediyemizde yok. Sadece benim değil, hakkını yememek lazım, HER PARTİDEN BELEDİYE MECLİS ÜYELERİMİZ de bizimle beraber, artık belediyede haksızlığa yolsuzluğa izin vermiyorlar. Çünkü mecliste çoğunluğumuz yok ama buna rağmen HEPSİ ARKAMIZDA duruyor…. OY BİRLİĞİYLE hiçbir haksız kazancı geçirmiyoruz.” (Mansur Yavaş, 26 Aralık 2019, Başkent Üniversitesi)
-“Bir tane imar rantı geçirmedik o meclisten.” (Mansur Yavaş, 20 Aralık 2019, Uğur Dündar ile Demokrasi Arenası – Tele1 TV)
Soru: Mansur Yavaş belediye başkanı seçildikten sonra mı FETÖ ve ‘bağlantılarına’ savaş açtı?
Hayır. Hem Ankaralı (Beypazarı) hem de hukukçu olan, siyasetin içinden gelen, uzun yıllardır belediyecilik yapan ve hedefini “Ankara’yı Mustafa Kemal ATATÜRK’ün mirasına yakışır bir kent haline getirmek” olarak açıklayan Yavaş, ATA’NIN ŞEHRİ BAŞKENT ANKARA’DA DÖNEN DOLAPLARI takip ediyordu.
Demokrasi Arenası programındaki “Ankara’da son 10 yıl içinde imar rantı var, hep de aynı kişiler yapıyor bu işi” sözleri, onun uzun zamandır hırsızların ensesinde olduğunun göstergesiydi.
Yani ne yapacağının kararını önceden vermişti ve Ankara halkının seçimiyle yetki alır almaz düğmeye bastı, harekete geçti.
Bakınız…
Melih Gökçek’in 9 Nisan 2017 tarihli “ABD’de FETO’nun satın aldığı TV’cunun bu videosu bile, Evet demek için kâfi…” tweet’ine, Mansur Yavaş şu yanıtı vermişti:
-“Fetö nün finans kaynağı İmar Rantları olabilir mi? Bunda Ankara Belediye Başkan ve Meclisinin payı inşaallah savcılar tarafından araştırılır.”
Araştırılmadı tabi, soran, üzerine giden de olmadı.
Ta ki Mansur Yavaş gelinceye değin…
Evet, “Maç daha yeni başlıyor…”
26 Ağustos bloğu için,
Baturalp Altıok
26/12/2019