Kaşıkçı elmasıyla ünlü bir Türk ailesinin son fertlerinin Arabistan’a yerleşmeleriyle, Kaşıkçı ailesi Adnan Kaşıkçı’nın yeğeni Cemal Kaşıkçı ile birlikte HEM ARABİSTAN hem ABD uyruklu bir yaşam seçtiler.
Yeğen Cemal Kaşıkçı bunun bedelini ödedi çünkü bütün arzusu “Suudi rejiminin yerine ARAP BAHARI bir rejim koymaktı”.
Bunu yaparken de üzerine oynadığı ülke SUUDİLER olunca (Şiilik, Alevicilik yapamazdı) SÜNNİLİK bağlamında o ülkenin rejimi yerine İHVANI MÜSLİMİN’i (Müslüman Kardeşler REJİMİNİ) getirmek üzere görevlendirilmişti.
Suudilerdeki değişikliklerin arkasında sözde gazeteci Cemal Kaşıkçı vardı:
Örneğin ‘prens’ (FAYSAL/Selman) BABASINI devirip (Babası sağ olduğu için yerine kral olamayıp) PRENS olarak kaldı.
Kaşıkçı’nın ona verdiği görevlerden sadece birini yaptı: Kadınlara otomobil kullanma izni vermek. (Çooook büyük bir iş yapmış!)
Selefi/Vahhabiliğe en yakın MEZHEB uygulaması İHVAN müslümanlığıdır.
İhvanı Müslimin ŞERİATINI sözde Suudiler kabul edecekti.
Bunun ilk adımı da kadınlara ehliyet izni verilmesiydi.
Daha sonra (Mesela diğer Körfez ülkeleri kadar) şeriat GEVŞETİLECEKTİ.
Bunun anlamı neydi? Suudi Prensi TAHTIN elinden gideceğini anlamıştı.
Taht elinden gidecekti ve ARAP BAHARI bağlamında pek olasıdır ki yerine belki de İSLAM CUMHURİYETİ rejimi getirilecekti.
Yani, Suudi emirleri pılı pırtıyı toplayıp kaçmak zorundalardı.
Kırılma noktası buydu.
Kaşıkçı+Soros bunun için biraraya getirilip “Ilımlı islam/Arap baharı dümenleriyle” Arabistan’ı islam cumhuriyeti haline getireceklerdi.
Ama şimdiki Suudi Prensi bunu yemedi!
Soros’a bir şey yapılmazDI ama, Suudi uyruğundaki KAŞIKÇI’ya herşey yapılabilirdi.
Kaşıkçı tuzağın farkındaydı elbette. (Kendisi Türktü ve nişanlısı da Türktü; İstanbul’da birlikte yaşıyorlardı.)
Büyükelçilik (Ankara) ve Başkonsolosluk (İstanbul) farklı uluslararası kurallara bağlılar.
Büyük elçilik taaaa ki, o ülkeye savaş ilanına kadar orada kalır (Ankara) ve angajman kurallarına göre büyükelçilik SUUDİ toprağıdır. Yani ASLA dokunulamaz. Hiçbir HUKUK kurumu oraya giremez, gidemez…
Ama başkonsolosluk dahil konsolosluklar SUUDİ TOPRAĞIDIR ANCAK BİR HUKUK DURUMUNDA bulunduğu ülkenin angajman kurallarına bağlıdırlar.
Örneğin: Bir cinayet işlenirse, Suudiler değil; (izin alsın almasın) Türk makamları hukuk çerçevesinde İÇERİ girebilirler.
Suudiler bunu elbette biliyorlardı, ama Kaşıkçı’yı bir türlü ANKARA’daki Suudi büyük elçiliğine sokamadılar.
Kaşıkçı’yı Başkonsolosluğa/İstanbul’a sokup, içeri alıp, orada bu işi … “DÜŞÜNÜRDÜLER”.
Estetik ameliyatla yeni bir Kaşıkçı yapıldı ve getirildi; arka kapıdan dışarı bırakılıp, İstanbul’da gezdirilip, kameralara da gösterildi. (Ne var ki Kaşıkçı’nın ayakkabıları yerine KENDİ SPOR ayakkabılarını giymişti Dublör)
SORU: Böyle salakça cinayet işlenir mi?
15 ÖZEL kişi konsolosluğa gelir Kİ bunlardan biri de OTOPSİ uzmanı ve öteki de KASAP.
Sonra sekiz parçaya ayırırlar: Sekiz bavul var, üçü Belgrad ormanlarına gitmiş…
(Sonrası trajedi-komedi)
SORU: Böyle salakça cinayet işlenir mi?
SORU: Böyle salakça cinayet işlenir mi?
SORU: Böyle salakça cinayet işlenir mi?
YANIT: A’rapların nesi salak değil ki?
SORU: “Bu salak SUUDİ TİPİ araplar gitmekten bu kadar korkuyorlar mı? Arkada BAE, Katar vb. daha var. Hepsi bunların SULTANLIK/KRALLIK, sultan saltanatı…”
SORU: “Suudiler giderse diğerleri de gider, o halde Suudilerle ittifak yapılmalıdır, değil mi?”
Hayır! Çoook farklı.
Nüfusu birkaç yüz olan HURMA cumhuriyetleri bunlar.
Kendileri birkaç yüz kişi ama YABANCI işçileri BİN KİŞİ.
Kendileri orada azınlıktalar!
Kendi nüfusları yetersiz olduğu için BİNLERCE işçiyi (Pakistan’dan vb.) getirtiyorlar.
Tüm sultanlıklar içinde sadece Suudiler 7 (YEDİ) kabileden oluşmuş BÜYÜK bir devlet durumunda!
Yani küçük sultanlıklar (Maskat, vb.) Suudilere HİİİÇ bulaşmazlar; tam tersine oraya CUMHURİYET gelmesini isterler.
SORU: Arap ve cumhuriyet, ne kadar da ters?
Yemen, Aden, Hadramut; bunlar CUMHURİYET olduğu için SUUDİLER korku belası Yemen’e saldırıyor. (Dünya seyrediyor: Yemen’de KITLIK var. Birleşmiş Milletler raporlarına göre Yemen’de her ON dakikada BİR çocuk ölüyor Kİ bu eski rapor)
BAE hariç sadece ve sadece Arap dünyasında SUUDİLER SULTANLIKTIR.
Kalan diğerleri (Yemen, Suriye, Irak, Lübnan, Mısır, Libya , Tunus, Cezayir) hepsi CUMHURİYETTİR.
Fas, Ürdün ise MEŞRUTİ krallıktır, MECLİS yönetir; Kral, İngiltere gibi “KENARDA DURUR”.
Bir tek geriye SUUDİLER kaldı.
O son kaleyi de Soros+Kaşıkçı “Cumhuriyete çevirmek” istediler.
SORU: Suudi Arabistan cumhuriyeti gibi mi?
HAYIR! Suudi (7 kabileden) birinin adıdır; bir kabilenin adıdır.
SORU: Suudi ne demek?
SAİD, SEYİD, BEYEFENDİ kelimesinin çoğulu.
SORU: Yani Saadi Nursi BEYEFENDİ gibi mi?
Tam beyefendi değil. Aslında MUTLU (mes’ut/mesude) anlamında.
SORU: Beyler mutlu olurlar. O halde tıskırana kadar yiyin beyler. Yani kabilenin adı suud mu ne?
Kabilenin adı EVET SUUD, bunun kökeni taaaaaaa Emevilere gider.
Muaviye’nin bazı komutanlaryla ilintilidir. (Örneğin Sa’ad İbni Vakkas gibi; SA’ad, Sait)
Arapları Muaviye, Yezid, ikiye ayırmıştır:
a) SADİ araplar (mutlular)
b) Badiye (bedevi) araplar
SADİ kelimesi aslında bey demek değil, MUTLU demek. Ama BEYLER MUTLU olunca, bugün o emevi (kral vahhab emeviyedir, soy kütüğünde RESMEN YAZILIDIR) beyleri MUTLU BEYLER olmuşlardır. (Web’den bakılabilir)
Sa’d Ebi Vakkas >>> BUGÜNKÜ SUUD kabilesinin biyolojik babasıdır.
(Kaynak: TARİHÇİ BABA)