MİT ajanı Dursun Karataş’ın lideri olduğu Dev-Sol/DHKP tarafından öldürüldüğü iddia edilip o suikast tezgahından sonra İsviçre’de yaşamaya başlayan Hiram Abas (Ki ailesinin İsviçre ziyaretlerini takip ediniz), doğrudan yahudidir ve MİT içindeki MOSSAD ekibinin başıydı.
(Karataş, Abas’la Eymür’ün adamıdır; Perinçek için “12 Eylül öncesinde ve esnasında SOL’a zarar verdi” iftirasını atıp ALGI yaratanlar işte bunlardı)
Şu an FETÖ’ye danışmanlık yapan Hiram usta yani DULKADIN’ın oğlu, Abas, MİT içinde birçok eleman yetiştirdi; çoğunu da devşirdi.
Kaza veya intihar süsü verilerek katledilen insan sayısı ise cabası. (Abas’ın yetiştirdiği ve/ya birlikte çalıştığı fetullahçı gladyo tarafından dünden bugüne sayısız ajanımız, bilim insanımız, yazarımız, gazetecimiz, asker ya da sivil önemli değerlerimiz suikaste uğradılar.)
Abas’ın ÖZEL olarak yetiştirdiği ise iki isim vardı: Biri Mehmet Eymür; diğeri püskevitçi.
Perinçek ve arkaşları, işte bu gayrımilli ekiple savaştılar. Perinçek’e apocu iftirasını atanlar da yine aynı ekipti. ( https://26august.wordpress.com/2017/08/15/f-eymurun-perincek-sancisi/ )
Bakınız, 1988 yılında 2000’e Doğru dergisi “MİT RAPORU”nu yayınladı ve yalnızca MİT değil; Türkiye çalkalandı.
28 Mayıs 1988 tarihli Milliyet’in birinci sayfadan duyurduğu haberin ana başlığı şöyleydi: “Operasyon sürüyor. MİT HALLAÇ PAMUĞU.”
Haber, “Hiram Abas’ın emekliliği uygun görüldü. Mehmet Eymür ile yardımcıları…” diye devam ediyordu.
Anlaşılacağı üzere Aydınlıkçılar, Türk Milli İstihbarat Teşkilatı içinde yuvalanan gladyonun elebaşlarının ipliğini pazara sermişlerdi.
Bu, şu anlama geliyordu:
Ülkemizde sürekli iç karışıklık çıkartan, özellikle güney+doğu bölgemizde -enstrümanlarıyla birlikte- organize ettikleri sinsi tetiplerle Kürt kökenli vatandaşlarımızı Türkiye’ye karşı kışkırtan yani ileriye dönük VATANI BÖLME hazırlığı yapan MOSSAD-CIA elemanı Hiram’la öğrencisi Eymür, MİT’ten DEFOLUP gitmek zorunda kalmışlardı.
Yani, Perinçek ve arkadaşları, Abas-Eymür ikilisinin kirli eylemlerini belgelemişler, ileriye dönük olarak (Evren cuntası, F tipi gladyo, PKK vediğerleri eliyle) Kürt kökenli vatandaşlarımızı ülkemizden KOPARMAK için yapılan o iğrenç tezgahları deşifre etmişler, CIA-MOSSAD-MİT ilişkilerini (Dolayısıyla PKK bağlantılarını) ortaya çıkarmışlardı.
Ara not: Perinçek’in yakın arkadaşı, milli değerimiz, elleri öpülesi Uğur Mumcu’nun katli de yine o ekibin işiydi ve konuyla pek yakından ilgiliydi. (Diğer suikastler gibi; Hablemitoğlu, ve diğerleri. Ya da Kozinoğlu, vb)
Şimdi soruyoruz: Peki siz Eymürlerin yerinde olsaydınız, ne yapardınız? Perinçek’e saldırmaktan, iftira atmaktan, gerçeklere takla attırarak ve ALGI operasyonları ile onu karalamaktan başka bir yol bulabilir miydiniz?
İşte bugün geldiğimiz noktada yaşadıklarımız tastamam budur. Siyahı beyaz veya tersi olarak kamuoyuna servis edenler; hakikati tersyüz edip toplumu aldatmaktadırlar.
Ve bugün, Deniz-Yusuf-Hüseyin için yas tutan, samimiyetle üzülüp ağlayan milyonlar, onların sevip güvendikleri Perinçek’e ‘vekalet’ verdiklerini dahi ya bilmemekte ya da hatırlamamaktadırlar.
Ne garip şey şu algılarla kurgularla zanlarla masallarla yaşamak, değil mi?
Geççtiğimiz hafta (6 Mayıs) ölüm yıldönümleri olan ÜÇ FİDAN’ı; sevgi, saygı, özlem ve minnetle anıyoruz.
İyi ki vardınız/varsınız.