Gay Yavuz Sultan Selim tarafından TÜRKLERİN arasına DUVAR örülmüştür (BİRİNCİ KÜRT-İSRAİL koridoru).
Ondan önce Anadolu’da Kürt bulunmamaktadır.
Kürtler sadece ve sadece yalnızca ve yegane SELAHADDİN EYYUBİ ve ALPASLAN ile Anadolu’ya yerleşmeye değil; PARALI ASKER olarak getirilmişlerdir.
GAY SELİM döneminde ise, sünni görünümlü mahabad kürdojudaları, TÜRKLERE karşı savaştırılmak üzere Anadolu coğrafyasına getirilip (AĞALIK sistemi kurularak) yerleştirilmişlerdir.
TUNCELİ ÖZ BE ÖZ TÜRKTÜR
1) “Tunceli bir Türk diyarı ve Dersim bir Türk ismidir. Zira, Türk akınlarının şehametli savletleri med ve cezir yaparken buraya da bir nesil bırakmıştı.” (26/9/1936, Bahri Turgut Akaygün, Cumhuriyet, TUNÇELİ’NİN İÇYÜZÜ adlı tefrika, kesim 2, https://dersimhakikati.wordpress.com/1936/09/26/26-eylul-1936/ )
2) “Bu saha ve halkın halis Türk olduğu tahakkuk etmiştir.” (26/9/1936, Bahri Turgut Akaygün, Cumhuriyet, TUNÇELİ’NİN İÇYÜZÜ adlı tefrika, kesim 3, https://dersimhakikati.wordpress.com/1936/09/28/28-eylul-1936/ )
3) “İklim hususiyetlerine inzimam eden ırkî vasıfların yuğurduğu bu muhit halkı bugün bile Türklüğün kadim meziyetlerini ve hasletlerini tam bir metanet içinde muhafaza etmiş olmalarına rağmen Tunç adınır ırkiyat bakımından değil, medeniyet ve tunç devri istihalesinden.. geldiği böylece anlaşılmış bulunmaktadır … O halde Türk tarihinin emsalsiz derinlikleri yanında dün denilecek kadar yakın olan Selçukilerden kalma ve senbollerine uygun bir zihniyetle değil Fars edebiyatına intıbak ederek Dersim diye adlandıran keyfiyet derin Türk tarihi karşısında çok yakın maziye aid bir tevsim hâdisesidir. Dersim’in kadim tarihi bugün Tunceli’ne en doğru bir mehaz ve itiraz götürmez en salim bir menşe olarak meydana çıkmış bulunuyor. Mantıkî salâbetini aklıselimden alan ve tarih gibi müspet bir ilme dayanan bu tez Dersim’in asıl adının doğrusu Tunceli olduğuna şüphe bırakmamaktadır.” (3/10/1936, B. Turgut Akaygün, Cumhuriyet, TUNÇELİ’NİN İÇYÜZÜ adlı tefrika, kesim 4, https://dersimhakikati.wordpress.com/1936/10/03/03-ekim-1936/ )
4) “Tunceli’nin yalnız adı değil, tarihi de Türk’tür, Türk’ündür. Burada hâlâ Asyaî Türk Cemiyeti hâkimdir, hâlâ kadınlar birer ‘Hatun’dur.” (4/10/1936, B. Turgut Akaygün, Cumhuriyet, TUNÇELİ’NİN İÇYÜZÜ adlı tefrika, kesim 5, https://dersimhakikati.wordpress.com/1936/10/04/04-ekim-1936/ )
5) Turgut Akaygün: “Gizli kalmış nüfusile beraber takriben 300.000’i aşan gürbüz ve sağlam nüfusile Türk olan Tunceli’nin geçmişine bir nebze baktıktan sonra bu havalinin bu günkü umumî durumunu izaha çalışmak faydalı olur sanırım…” (6/10/1936, B. Turgut Akaygün, Cumhuriyet, TUNÇELİ’NİN İÇYÜZÜ adlı tefrika, kesim 6, https://dersimhakikati.wordpress.com/1936/10/06/06-ekim-1936/ )
6) “Tuncelinde kılık kıyafet tamamile Sümer Türklerininkine benzer.” (11/10/1936, B. Turgut Akaygün, Cumhuriyet, TUNÇELİ’NİN İÇYÜZÜ adlı tefrika, kesim 9, https://dersimhakikati.wordpress.com/1936/10/11/11-ekim-1936/ )
7) “Dersim Türktür. Orada gayet az Kürt vardır. Bunun delili olmak üzere: İster coğrafî isimlere, ister Koç uşağı, Bağlı uşağı gibi… ta eskidenberi gelen Türk isimlerine, isterse fizyonumiye bakılsın, tamamile bu halkın Türk olduklarını gösterir. Fakat buranın sapa bir yer olması ve vaktile Kürtlerden asker alınmaması dolayısile oradaki Türkler de Kürt unsuruna temessül etmeği faydalı görmüşlerdir… Hükûmetten rica ediyorum, Dersim mıntakası halkına, ki Hükûmetimizi ve Devletimizi çok uğraştırmıştır, öz Türk olduklarını her vasıta ile, muhtelif kanallarla anlatmak lâzımdır.” (7/7/1939, Kazım Karabekir, TBMM, https://dersimhakikati.wordpress.com/1939/07/07/07-temmuz-1939/ )
(NOT: Karabekir’in HİTİTLERLE ilgili bilgisi ise hatalıdır. Oysa Atatürk’ün çalışmalarına bakmalıydı.)
8) “DERSİM, ÖZ TÜRK’TÜR. Halk yoksuldur. Dağ oyuklarına, mağara ve uçurum böğürlerine sığınan ağalar, Anadolu’nun son derebeyleridirler. Halk, bunların esiridir. Bunlar halkı yağma, talan ve kan hizmetlerinde kullanmaktadırlar. Cumuriyet devrinde eskisi ile kıyas edilemiyecek kadar sindirilmiş olmakla beraber, yakın kazaların, mevsimi geldiğinde, gene bunların akın kollarının baskınına uğradıkları görülür. Ya bu ağalara haraç vermek, yahud ekin ve hayvanlarını bırakıp kaçmak, hattâ büsbütün göçmek zoru altında kalanlar da bulunur. Dersim’in bazı kısımlarında toprak fakir, ve şartlar elverişsizdir. Bu elverişsizlikle birleşen zor ve çetin tabiat, talisiz ve geri halkın azgın derebeyleri tarafından sömürülmesine yardım eder.” (26/12/1935, F. Rıfkı Atay, Ulus, https://dersimhakikati.wordpress.com/1935/12/26/26-aralik-1935/ )
9) “Tunceli adı ile şimdi teşkil edilecek vilâyetin ve o beldenin eski ismi Dersim’dir. Dersim eski zamanlarda da muayyen bir mıntakaya verilmiş bir isim değildi. Fakat bugünkü idare bakımına göre Dersim’in mesahai sathiyesi uzunluk itibarile 90, genişlik itibarile 60 olarak heyeti umumiyesi 450-500 kilometrelik bir yerdir. Yüksek dağları, derin dereleri ve geniş vadileri vardır. Ve bu bölgenin kısmı azamı taşlık ve kayalıktır. Sakinleri 65-70 bin nüfustan ibarettir. Aslen Türk unsuruna mensub bir kitledir.” (26/12/1935, Ulus, https://dersimhakikati.wordpress.com/1935/12/26/26-aralik-1935-2/ )
10) “Der-sim’den, Tunç-eli’ye Yurttaş Hakları Devrimi” “Cengiz Özakıncı’dan, özgün belge ve bilgilerle DERSİM DERSİ” (1/1/2010, Bütün Dünya dergisi, https://dersimhakikati.wordpress.com/2010/01/01/01-ocak-2010/ )
EK1: “… Muhterem Efendiler, 19 Mart 1336 [1920] tarihli talimat mucibince memleketin her tarafında intihabat, sürat ve ciddiyetle yapılmaya başlandı. Yalnız, bazı yerlerde tereddüt ve mümanaat izhar ettiler ve bunlardan bazıları az, bazıları uzunca müddet tereddüt ve mukavelemetlerinde ısrar gösterdiler. Nihayet, bilâistisna, tekmil devairi intihabîyenin meb’usları, Büyük Millet Meclisinde bütün milletin, memleketin mümessili olarak ispatı vücut eylediler. Bu müstesna yerler şunlardı: Dersim, Malatya, Elâziz, Konya, Diyarbekir, Trabzon…; Efendiler, hakikatı hali ifade etmiş olmak için şunu da tasrih etmeliyim ki, tereddüt izhar eden, mukavemet gösteren, bu devair halkı değildir, belki o tarihte o dairelerde bulunan rüesayi memurîni mülkiyedir. Halk, hakikati anlar anlamaz, derhal müşterek arzuyu millîye iltihakta asla tereddüt göstermemişlerdir…” (M. Kemal ATATÜRK, Nutuk)
– “Tunceli’nde mahvedilecek şey şeyhlik, derebeylik, asırlardanberi devam eden kötü zihniyettir.” (22/6/1937, Akşamcı, Akşam, https://dersimhakikati.wordpress.com/1937/06/22/22-haziran-1937/ )
EK2:
İSKAN KANUNU
Kabul tarihi: 14/6/1934 [Perşembe]
Kanun N: 2510
https://dersimhakikati.wordpress.com/1934/06/14/14-haziran-1934/
EK2:
– ALEVİ-TÜRKMEN DOSYASI ( https://26august.wordpress.com/2017/03/02/azeri-turkmen-dosyasi-i/ )
+
NOT: Bu yazı güncellenektir.
Öngiriş niteliğinde bir taslaktır.
+