KILIÇDAROĞLU BİLMECESİ

Ya da: NEDEN KILIÇDAROĞLU ?

Mesele şu: CHP’de LİDER DEĞİŞİMİ çok yakındı. F-tipi darbeyi başaramayanlar, bu kez CHP’de Kıçıldaroğlu’nu tutmanın derdine düştüler. Tıpkı Bahçeli gibi.

AKP’deki kriptolar, Kılıçdaroğlu ve ekibi, Bahçeli ve ekibi + HDP/PKK birlikteliği.

Hesap bu/böyle.

Neyse..

Dün ve bugün tarihli iki yazı:

– I –

10 Temmuz 2017

Kılıçdaroğlu gidiciydi

– Biz de aynı şeyleri önermiştik (Üstelik sizden önce) misalinden konuşarak Çözüm Süreci’ne destek vermiş,
– Türk Milleti yerine Türkiye Vatandaşlığı diyerek anayasadan Türklüğü çıkarmayı teklif etmiş,
– 1930’ların Chp’si değiliz diyerek Atatürk CHP’sinin üstünü çizmiş,
– Dersim çıkışı ile kurucu değerlerimizi zan altında bırakmış,
– FETÖ’cü teröristleri gazeteci PKK’lıları milletvekili ilan etmiş,
– Tutuklu PKK’lı vekilin ziyaretine Chp vekilini göndermiş.
– Feto’nun tetikçi medya organını savunsunlar diye Chp’li vekillerini orada bekçi gibi dikmiş,
– Atatürkçü bir adayın ikinci turda seçilme şansı yüksek iken tutmuş Ekmeleddin denen exeter ajanını öne sürmüş,
– İst. bld. bşk.lığı’nı kazandığı halde üstüne gitmemiş,
– Başkent’in fetullahçı Gökçek’e teslim edilişini seyretmiş,
– Tam da referandum arifesinde ‘kontrollü darbe’ gibi abuk sabuk bir laf ederek hayır cephesine zarar vermiş,

(…) birinden söz ediyoruz.

Kaldı ki, hatrımıza gelenleri tarih sıralamasız yazdık.
Uzatsak, daha başka ayrıntılar da var.
Örnekleri çoğaltmak yersiz.

Yani özetle Kılılçdaroğlu GİDİCİYDİ.

Muharrem İnce ise, ince ince geliyordu.
Ümit Kocasakal, Süheyl BATUM, Birgül Ayman Güler, Dilek Akagün Yılmaz gibi Atatürkçü değerlerin de desteğini alabilirdi.
Metin Feyzioğlu da bu desteğe katılabilirdi.
Ve CHP’de lider değişimi yakın gibiydi.

NOT: CHP’deki ATATÜRKÇÜ devrimin rüzgarı, MHP’yi de etkileyecek, Türkiye’nin gidişatı, geleceği değişecekti.

Üstelik, Türk kamuoyunun NATO’ya, emperyalist batılı ülkelere iyice bilendiği, bölge ülkeleriyle yakınlaşıp Avrasya’ya yöneldiği şu dönemde..

Derken düğmeye basıldı.
Adalet adlı eylem başlatıldı.

Yıllardır Kılıçdaroğlu ve ekibinin üstte bir kısmını yazdığımız AYKIRI çıkışlarından ya da pasif duruşundan ya da F-AKP’nin işine yarayan tavırlarından bıkan usanan CHP tabanı, Ramazan ayı otuz gün değil de üçyüz gün sürmüş misali işte öyle bir ramazan bayramı havasında karşıladı yürüyüşü.

Amiyane tabirle hani başına iblisi koysanız bana mısın demeyecek kontrol edilemeyecek gazı biriktikçe birikmiş patlamaya hazır bir grizu kitlesi.

12 Martları 12 Eylülleri yaşamış, Özalları Çillerleri görmüş, proje F-AKP ile vatana nasıl ihanet edilirlerin âlâsına tanıklık etmiş bir kitleden söz ediyoruz.

İşte bu kitleLER; bazen herşeye kulak tıkayarak, bazen fütursuzca karşı saldırıya geçerek, ama ellerindeki ATATÜRKİYE bayraklarını dalgalandırarak, ADALET diye haykırarak günlerce yürüdüler ve Maltepe’yi -meydana sığmayarak- tıka basa doldurdular.

ADALET bahaneydi aslında.
Hepsi bahaneydi, herşey bahaneydi.
HAYKIRMAK istiyorlardı çünkü..

Şimdi, gelelim esas mevzuya:

FETÖ’cülerin HDP-PKK’lıların yürüyüşte boy göstermelerini (bir kenara not alıp) bırakın, CHP tabanı ORTAKLIĞA alıştırılıyor söylemini de ‘şimdilik’ geçin, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının AP raporu ve Rubin’in yazdıklarıyla nasıl benzerlik (paralellik) taşıdığı gerçeğini de esgeçin, ama şuna odaklanın:

Gerek CHP’nin gerek diğer partilerin içinde veya dışında olan ne kadar ETKİ AJANI (kripto, vd.) varsa harekete geçtiler.

– Hem İst. baro başkanı sıfatıyla hem birey olarak ömrü Atatürk ilke ve devrimleri için mücadeleyle geçmiş, hele ki şu son referandum sürecinde HAYIR cephesinde il il ilçe ilçe koşturmuş, Atatürkçüğünden şüphe edilemeyecek Ümit Kocasakal HEDEF tahtasına kondu.

Oysa adam yürüyüşe karşı çıkmadı, kendi adına, Atatürkiye düşmanlarıyla (teröristlerle, hainlerle) beraber yürümeyeceğini belirtti.

– Bir yerlere üye midir değil midir bilemem ancak Ankara baro bşk. iken de TBB başkanı iken de sürekli Atatürkiye çizgisinde yürümüş, cia-mossad taşeronu fetullahçı gladyo tarafından kendisine tuzaklar kurulmuş, RTE’nin saldırılarına maruz kalmış Metin Feyzioğlu HEDEF tahtasına kondu.

O da yürüyüşe karşı çıkmadı.

– Kamuoyunu etkileyecek NİTELİKTE referandum sürecini neredeyse tek başına yürüten, (sonradan gelip CHP’yi ele geçirmeye çalışanlardan değil) yılların parti EMEKTARI Muharrem İnce hakkında bile laf edildi.

Adam yürüyüşe katıldığını açıklamak zorunda bırakıldı.

NOT1: Muharrem İnce ve Ümit kocasakal habire konuşarak, gerçekten RTE’nin hatipliğinin sonunu getirebilirler.

NOT2: Ağacın Kurdu kitabının da yazarı, Balyoz davasından zindana atılan, 15 Temmuz darbe girişiminde fetoculara karşı direnişe geçen Em. Albay Mustafa Önsel de yürüyüşe katılmadı, sebeplerini da anlattı ama o da yürüyüşe karşı çıkmadı.

Her neyse: Üstteki isimlere saldıranlara bakınız: İhale takipçisi sözümona Özkök, AHLAKSIZ A.Hakan, vs.
CHP’lilerin yaptıkları GÖRSEL paylaşımların kaynaklarına bakınız, yani kaynakların kaynağına ininiz: F-Tipi gladyo ile karşılaşacaksınız.
CHP içinden kimlerin laf ettiğine de bakınız….

Bir yandan da, İŞTE LİDER diye kargayı şişirdiler.

Sözün sonu:

Bir taşla birden fazla kuş avlandı.
Bu işin sonu nereye varacak, öğreneceğiz.

Ancak görünen o ki; önceki muhaliflerini kasetle bertaraf ettikleri Bahçeli’yi şimdiki muhaliflerine karşı da ADALET’e aykırı biçimde o koltukta tutanlar, kasetle getirdikleri Kılıçdaroğlu’nu da ADALET adlı yürüyüş+miting ile koltuğa yapıştırdılar.

Şerden hayır çıkması dileği,
Gafletten uyanmak ümidiyle..

– II –

11 Temmuz 2017

Gene çıktı konuştu vatandaş

Dün, “Kılıçdaroğlu gidiciydi” başlıklı üstteki yazıyı kaleme aldığımızda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü 2 saatlik toplantısının içeriğini okumamıştık.

İstanbul’da, TÜRKAN SAYLAN Kültür Merkezi’nde (10/7/2017) gerçekleşen toplantıda, 81 İL’in başkanına; (ATATÜRKİYE’NİN BAĞIMSIZLIĞINI ve BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNÜ TEHDİT EDEN Avrupa Parlamentosu Raporu ve barış düşmanı Rubin’in yazdıkları ile ‘aşırı’ benzerlik-paralellik gösteren) 10 maddelik Maltepe manifestosunu muhtarlara, kanaat önderlerine, sivil toplum kuruluşlarına BİZZAT ELDEN dağıtmaları ve HER YERDE anlatmaları talimatını verdi.

Konuşmasındaki İKİ önemli nokta:

1) “Adalet ve demokrasi mücadelesi süreci yeni başlamıştır. Artık CHP eski CHP değildir. Bunun farkında olarak mücadeleye devam edeceğiz.”

Kimi dostlarımız bunu İYİYE yontmak isteyebilirler (Paşa gönülleri bilir). Ancak KÖY ortada, orada, apaçık görülüyor (Çöldeki serap falan değil).

Çünkü Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına 9 TEMMUZ 2017 tarihinde MALTEPE OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULTAYI ile gelmemiştir. AKP hükümetlerinin iktidarlarındaki Türkiye’nin eğitim, sağlık, hukuksal, siyasal, ekonomik, kültürel vs. aklınıza getirebileceğiniz hemen her alanda içte ve dışta tarihinin en kötü dönemini yaşadığı günlerde, 2010’da genel başkan olmuştur.

Kolluksuz muhasebeci “itzhak stern” kılıklı Kılıçdaoğlu’nu medya, önce koltuğunun altındaki DOSYALARLA gezen ve yolsuzluklara karşı halkı uyarıp aydınlatan adam olarak şişirmiş, ardından İst. büyükşehir bld. bşk’lığı sürecinde kahraman ilan etmiştir. (Ne var ki geceyarısı tv’lere bağlanıp “SEÇİMİ KAZANDIK” diyen fetullahçı il başkanı Tekin’in o -iddia değil- açıklamasının ardına, ne malum medya ne Kılıçdaroğlu ne de Tekin’in kendisi, hiçbiri düşmemiştir.)

Bir yıl sonra F TİPİ tarafından tertiplenen kaset operasyonuyla CHP’nin başına getirilmiştir. (Burada bir parantez açalım: Komplonun ardındaki ismin FETULLAH olduğu ‘aşikar’ iken, hadi geçiniz Kılıçdaroğlu’nu, Baykal bile BİLDİĞİ HALDE Fetullah Gülen’i suçlaMAmakta, aksine “O yapmadı” demektedir. Yorum serbest…)

Kılıçdaroğlu, kendisi gibi CHP’nin yönetimine ATANAN ekibiyle birlikte, ATATÜRKÇÜ CUMHURİYET HALK PARTİSİ TABANINI FRENLEMEK ve CHP’yi %25’in üzerine çıkarMAmakla görevlidir. (İftira attığımı veya zannettiğimi düşünen dostların, duygusallığı bir an için kenara koyarak, şu soruyu kendilerine yönletmelerini öneriyorum: 2010 yılında CHP’nin başına, Atatürk ilke ve devrimlerine samimiyetle BAĞLI bir lider ve ekip gelse idi, hem CHP hem Türkiye, hem de arı kovanına dönen BÖLGEMİZ, bugün nerede olurdu?)

Yani Kılıçdaroğlu’nun “Artık CHP eski CHP değildir” ifadesi; “1930’ların CHP’si değiliz” ile eşdeğer bir söylemdir, içerik-öz aynıdır.
Kılıçdaroğlu, özetle, “Atatürk’ün CHP’si değiliz” demektedir. (Çünkü ona göre 1930’ların Atatürk Türkiye’sinde adalet ve demokrasi yoktur. Ne yazıktır ki bu argüman, kapitalist emperyalizmin hizmetindeki gerici ve bölücü goyimlerin ağzıdır)

ÖNEMLİ NOT: Sömürgeci kanemici savaş çığırtkanı vs. olan kapitalist emperyalizmin karşısındaki TEK KUVVET >>> ATATÜRKÇÜLÜK’tür.
Bakınız: « Siyonizme karşı tek çare anti-emperyalist, sosyal-devletçi, milliyetçi, laik, halkçı ve cumhuriyetçi ATATÜRK’tür. Siyonizmin mevcut hiçbir karşı kutbu yoktur. Siyonizm tektir. Ama Atatürk milliyetçiliği siyonizme karşı getirilmiş tek seçenektir. » (Hv.Aiberg)

2) Kılıçdaroğlu: “15 Temmuz darbe girişimi FETÖ tarafından yapıldı, şüphemiz yok…”

SORARLAR adama: O halde ne halt etmeye halkoylaması arifesinde KONTROLLÜ DARBE feyk’ini ortaya atarak HAYIR cephesine zarar verdin? Derdin neydi, amacın neydi?
Devamla, “İkinci darbe ise 20 Temmuz’da AKP hükümeti ve Erdoğan tarafından yapılmış bir siyasi darbe” diyorsun, Kİ buna Türkiye’nin büyük çoğunluğu katılacaktır.

O zaman niye “İki 15 Temmuz var” diyerek KAFA KARIŞIKLIĞI yaratıyorsun arkadaş.
Tayyip nasıl ki 15 Temmuz fetöcü darbe girişimini FIRSATA çevirdiyse ve yapılan adaletsizlikleri HEPİMİZ haklı olarak eleştiriyor kınıyor isek; sen de toplumsal AMNEZİ’yi kullanmayacak, haksız-hukuksuz uygulamaları FIRSATA çevirmeyeceksin.
ALGI oyunlarıyla insanların zihinlerini bulandırmayacaksın.
NET olacaksın. DÜRÜSÜT olacaksın.

NOT1: Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeye adaleti ve demokrasiyi getirecek tek parti CHP’dir” diyor.

a- Tek başına değil ama öncülük edecektir.
b- Ve o CHP, ATATÜRK’ün 6 OK’lu CHP’si olacaktır.

Bunu nasıl, ne zaman anlarız?
Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’ın, Bahçeli’nin, AKP-CHP-MHP’deki kriptoların, PKK-HDP’lilerin vs. bilimum hainlerin işbirlikçilerin ADİL yargı önüne çıkarıldığı ya da çıkarılacağı günler geldiğinde.. (Bugün 180 ülkede etkin olan F-Tipi’nin EN AZINDAN Türkiye’de kökü kazındığında..) (Türkiye ŞİÖ/Avrasya-BRICS yoluna ‘tastamam’ girdiğinde..)

NOT2: ADB-İSRAİL destekli FETÖCÜ darbe girişiminin geri püskürtülmesinde; TSK’daki muvazzaf veya emekli (Balyoz, Ergenekon vd. tertip davalarında zindanlarda yatmış olanlar dahil) askerlerin nasıl AKTİF rol oynadıklarını, EN ÖNDE ve İLK DİRENİŞE geçenler olduklarını biliyoruz.
Bu Atatürkçü milliyetçi yurtsever askerlerimize kahraman polisimiz de iştirak etmiştir.

Ne var ki, tıpkı Maltepe’de olduğu üzere, Kılıçdaroğlu, son toplantısında da, TSK’yı YİNE hiçe saymış, esgeçmiştir.
Israrla HALK deyip lafı yuvarlamış, TÜRK MİLLETİ’ni, TÜRK askeriyle polisini gözlerden ve hafızalardan UZAK TUTMA yolunu seçmiştir.

İster kabul edilsin ister edilmesin, Kılıçdaroğlu’nun bu yaptığının adı: ALGI operasyonudur.
Tanımına ve içeriğine hiç girmiyoruz..

pS1. Ayrıca,

11/7/2017, Mustafa Önsel‘den:

Açılım sürecinin başlatıldığı Dolmabahçe’de “eşit yurttaşlık” teması kabul edilmiştir.
Bunu şiddetle eleştirdik.
Çünkü PKK pratiğinin çok özel siyasi bir talebidir. Amaç Türk Milleti kavramının bölünmesi demektir.
Peki, bu “özel” siyasi talebin, 9 Temmuz’da Maltepe’de de sonuç bildirgesi yapılan konuşmada geçmesini nasıl okuyalım.
Dünü yerden yere vurduk. Bunu pas mı geçelim?
Kıllla tüyle mi uğraşmış oluyoruz böyle irdeleyince?
Bunu sıcak aşa su katmak olarak görenler, mevcut iktidarın zihniyetinin tıpkısının karşıdan yansımasıdır.
Bir fırtınadan kaç, bir başkasına yakalan.
Ben ikaz ediyorum. Haklı çıkmak istemiyorum, ama…

https://www.facebook.com/mustafa.onsel.1/posts/1763387900626649

pS2. Adalet adlı yürüyüş+miting ile ilgili:

26 Ağustos Blog

KawL'in Kılavuzluğunda ATATÜRKİYE

KILIÇDAROĞLU BİLMECESİ

PAYLAŞ:

Bunu beğen:

İlgili