DEMİRTAŞ İÇİN ADALET

Bir musibet bin nasihatten yeğdir, denir.
Siz istediğiniz kadar anlatın, boşa gider. Ancak çeneninizi yorarsınız.
Ama öyle olaylar vardır ki, söze gerek kalmaz.
İşte Tuncay Özkan’ın şu son açıklamaları tam da bu duruma örnek oluyor.

Ama onun açıklamalarına geçmeden önce, Demirtaş’lı HDP’ye kısa bir göz atalım:

Güneydoğu’da özerklik ilan eden kim?
Bağımsızlık ilanı peşinde koşan, bu amaçla ABD’yle Avrupa’ya gidip onlardan icazet ve emir alan kim?
Doğrudan devlet kuruyoruz diyemediği içi kıvırtarak “Kürt halkının kendi öz yönetim statüsüyle var olma talebinin bütün dünya toplumunca görülmesi taraftarıyız” diyen kim?
Sonra da çıkıp, biz Türkiye’nin partisiyiz diye yalan söyleyen, “Bize emanet oy veren seçmene verdiğimiz sözü tutacağız. Ayrılmak için değil, barış için çalışacağız” diyerek ikiyüzlü davranan (takıyye yapan) kim?
Çözüm Süreci dümeni devam ederken Güney+Doğu kentlerini köstebek yuvalarına çeviren, bomba yığınağı haline getiren kim?
Türk askerinin ve Türk polisinin PKK’ya karşı yürüttüğü operasyonlar için, “Bu savaş Tayyip Erdoğan’ın savaşıdır” diyerek hedef saptıran kim?
BDP döneminde, “PKK dağlardan çekiliyor. Buradaki tugaylar, taburlar da boşaltılsın ve askerler dağlardan çekilsin” diyerek Türk Ordusu ile terör örgütünü bir tutan kim?
İkide bir milletimizi Türk-Kürt diye farklılaştıran kim?
Anayasa’dan Türk’ü çıkartmak için yırtınırken hemen her sözüne Kürt diye başlayan kim?
FETÖ’nün Gülerce’sinin öve öve bitiremediği, Şahin Alpay’ının açıkça oy istediği kim?
Dört ülkeden toprak kopartarak Büyük Kürdistan’ı kuracağını söyleyen Barzani’yle sıkı-fıkı olan kim?

Bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti devleti. Karşısında ise emparyalizmin taşeronluğunu yapan PKK terör örgütü.

İngiltere, IRA’yı terörist olarak görmüyor mu? İspanya ve Fransa, ETA’yı terörist kabul etmiyorlar mıydı? Bu örgütler, neden AB’nin terör listelerinde yer aldılar.
Neden çünkü mesele kendileri olunca bu örgütler tükaka ayrılıkçı sayılıyorlar, ama konu PKK filan olunca özgürlükçüler, öyle mi?

HDP denen parti, terör örgütü PKK’nın siyasi kanadıdır. PKK var oldukça HDP bağımsız olamaz. Eğer PKK silah bırakıp kendini lağvederse, o zaman HDP’nin siyasi parti kimliği kabul edilir.
Yoksa, bir ayağı terör kamplarında bir ayağı Meclis’te olan HDP’nin demokrasi çığırtkanlığına inanılabilir mi?
İstediğin olmayınca namlunun ucunu göster, tehdit et, köyleri karakolları bas, öğretmenleri mühendisleri katlet, sivil haldeki silahsız gençleri kurşuna diz…
Sonra gel, demokrasiden eşitlikten bahset.
Kardeşlik deyip kalleşlik et.

Birileri de çıksın kürsülere, meydanlara, yürüyüşlere, PKK’nın temsilcisi HDP’yi bize şirin mi şirin göstermeye çalışsınlar. Demirtaş’ı da tatlı çocuk diye kakalasınlar.

Şimdi gelelim, daha önce Demirtaş’ın ziyaretine de giden Tuncay Özkan’ın son açıklamalarına:

– “Demirtaş söyleyeceğini söyledi zaten, birlikte yaşamanın koşullarını anlattı, SİLAHA KARŞI OLDUĞUNU söyledi. Tüm bunlar Türkiye’nin özlediği şeyler ama Türkiye’de öyle bir kaos öyle bir GÜRÜLTÜ yaratılıyor ki onun oradan söylediği BARIŞ ÇIĞLIĞI kaybolup gidiyor.”

– “Bu yürüyüş onun o çığlığının bir tezahürü, ete kemiğe bürünmüş şekli. Başka bir şey değil yani. Özgürlük istiyoruz, adalet istiyoruz, barış istiyoruz. Genel Başkan her yerde aynı şeyi söylüyor, özgürlük için adalet barış için adalet.”

Ne güzel, değil mi?
PKK barış istiyormuş da kimsenin haberi yokmuş.
Hapiste zehirlenen ve pazarlıklar sonucu serbest bırakılan Özkan bu sırrı keşfetmiş.
Ama millet hala fark edememiş.

Bu ADALET yürüyüşü de Demirtaş’ın BARIŞ çığılığının tezahürü imiş.
Kılıçdaroğlu da aynı fikirde imiş.

Hal böyle olunca, Vatan Partisi’ni AÇIKÇA HEDEF gösteren PKK’nın bu yürüyüşten beklenti içinde olmasına şaşırmamak gerekir. (Bknz. Mustafa Karasu’nun açıklamaları)

NOT: Atatürkçü CHP tabanı bu vb. çıkışlar karşısında şaşırıyor, ne yapacağını bilemiyor. Üç farklı grup çıkıyor:
– Gerçekten bu oyuna gelip inananlar.
– Hazmedemeyen ancak kol kırılır yen içinde kalır diyenler.
– Görmezden gelenler.

Hazmedemeyen yani kabullenemeyenlerden bir kısmı ayrılıyor, bir kısmı da sessiz kalmayı seçip bekliyor.

Tabi bunlar, ATATÜRKÇÜ olanlar.
Diğerlerini söylemeye gerek yok. Onlar zaten kripto olarak görevlerini yerine getiriyorlar.

pS1.

Doğu Perinçek’in, dikkatle okunup üzerinde düşünülmesi gereken, 23/6/2017 tarihli “Suçsuzlar nasıl kurtarılır” başlıklı makalesinden bir kesim:

« Haksızlığa uğrayan az sayıda insanımızı kurtarmak adına suçluları ve suç örgütlerini kurtarmak isteyen bir kampanya yürütülüyor. Bu kampanyanın merkezinde, ABD, FETÖ ve PKK bulunuyor. CHP ise bu kampanyanın yürüyüşünü yapıyor. »

+