29 Ekim 1937
Hasan Ali Yücel
On dördüncü yıl
Umumî harb, üç İmparatorluğu yıkarak ve bir krallığı sarsarak bitti. Bu yenilmiş İmpatatorlukların içerisinden bir tek adam, yenilmeden çıktı. Ruhu, bir devletten daha kuvvetli olan bu tek adam, karanlıklar içerisinde kalan milletine bir kutub yıldızı gibi, onların bütün emellerini nefsinde toplıyarak, yol gösterdi. Türk Cumhuriyeti, işte bu yüksek insanın demir iradesile vücud bulmuş bir eserdir.
Eğer o insan, Sevr muahedesini yırtmadaydı, Versay ahidnamesinin bütün hükümleri hâlâ cari olacaktı. Karşıdaki düşmanlar ne kadar kuvvetli ve hazırlıklı olursa olsun istiklâl için savaşlara behemehal muvaffakiyet mukadder olduğunu onun iradesi bütün dünyaya isbat etmeseydi, Japon akını karşısında bir Çin mukavemeti mümkün olamazdı. Türk Cumhuriyetini kuran insanın yaptığı iş, Garbin en ileri, Şarkın en kalabalık iki milletine halâs numunesi olmuştur. Onun için Türk Cumhuriyetinin kuruluşu, bu kadar âlemşümul, bu kadar insanî bir hadisedir.
Türk Cumhuriyetinin yıldönümünü yalnız biz Türkler değil, fazilet ve insaniyet muhabbetini kendisine şıar edinmiş bütün milletler kutlamalıdır. Cumhuriyet, siyasî hududlarımız içerisinde Türk milletine refah ve bahtiyarlık getirdiği kadar hududlarımız dışında yakın, uzak diğer milletlere ideal harareti, metanet, mukavemet ve istilâları yenmek kuvvetini vermiştir.
Türkün yaradılışındaki tevazuu, esaletinden gelen durgun hali, her türlü yaygaracı propagandalardan onu daima müstağni kıldığı için bu büyük hakikati şimdiye kadar lüzumsuz yere tekrar etmedik. Fakat âlem şunu bilsin ki son asrın en insani hareketlerinden biri istiklâl mücadelesi, en insanî müesseselerinden biri de Türk Cumhuriyetidir.
Biz kimseyi taklid etmedik. Başımızdaki büyük iradenin halkedici kudreti, Türk milletini taklitçi kalmaktan kurtarmış, onu yaratıcı yapmıştır. Onun her hareketi, neticesi evvelden düşünülmüş; sebebleri dikkatle ve şuurla hazırlanmış birer muvaffakiyet silsilesidir. Bunda hiç bir kuvvetten örnek almadık ve almak ihtiyacını duymadık.
Siyasî ve içtimaî rüzgârların uğrağı olan ve eski dünyanın dört yol ağzı mesabesinde bulunan ana yurdumuzun içinde sükûnetle, fakat süratle ilerliyen Türk Cumhuriyeti, dünya sulhünün, tahminleri aşan bir mikyasta, koruyucusu olmuştur. Her dakika onun biraz daha kuvvetlenmesi, cihan barışının bir gün daha muhafaza edilmiş olması demektir. Bu bakımdan da bütün insanlık, Türk Cumhuriyetini daha büyümüş, daha yücelmiş gördükçe insanlığı namına iftihar etmelidir.
Onun on dördüncü yılına ermekle kalblerimizi heyecanlandıran bu en büyük bayram, bize ve bize olduğu kadar bütün beşeriyete kutlu olsun!
Hasan Âli Yücel
29 Teşrinievvel 1937
Akşam, sf. 6
..