ATATÜRKÇÜLÜK MİLLETİN ESERİDİR

ATATÜRKÇÜLÜK TÜRK MİLLETİ’NİN
ESERİ, MİRASI, EMANETİ VE GÖREVİDİR

– Kemalist rejim…
– ne bir zümrenin, ne bir sınıfın eseridir:
– Bütün milletin malıdır.

29 Teşrinievvel 1937 Cuma
(29 Ekim 1937)
Akşam, Başyazı

Kemalist rejim ve Türkiye Cumhuriyeti

On beşine basmış çocuklara -bunlara çocuk da denemez, gençlere- onlar doğumdan evvelki gördüklerimizi anlattığımız zaman tıpkı masal gibi dinliyorlar. On beş yıl önceki içtimai ve siyasî hayata bugünkü genç nesli -mübalâğa ithamına uğramadan- inandırmak güçtür.

Bizim inkılâbımızla başka memleketlerin rejim değişikliği arasındaki fark budur: Sadece on dördüncü yıl dönümünü bayram ettiğimiz cumhuriyet, yalnız bir idare değişimi değil, baştan başa bir millet tarihidir. Hiç bir ihtilâl, bir cemiyeti, tanınmaz halde, içinden ve dışından bu derece değiştirmemiştir.

Yaşadığımız asır, eski hukuk tasniflerini altüst etti. Dünyanın her tarafında kuvvetle yer bulan devlet müesseselerinden hiç biri eski hukuku esasiye nazariyelerinde yoktur. Devlet sistemlerini, milletlerin zarurî ihtiyaçları doğuruyor.

Türkiye cumhuriyeti de büyük millî ve tarihî bir zaruretin çocuğudur.

Buna bakarak Türkiye’deki Kemalist rejimle, “otoriteli hükûmet” adı verilen diğer bazı rejimler arasında benzerlik bulanlar var. Yanlıştır. Sosyal hâdiseleri mukayese ederken, bunlara sebep olan hâdiseleri tedkik etmek lazımdır: Kemalist rejimi doğuran tarihi ve sosyal âmiller, Faşist, nazist, yahut komünist sistemleri yaratan amillerden tamamen farklıdır.

Cumhuriyet idaresi, başka birçok memleketlerin ayni ismi taşıyan idare şekillerinde müşterek evsafı bulunan umumî bir damgadır. Fakat bu umumî isme ve bazı müşterek evsafa rağmen cumhuriyetlerin ruhunu ifade eden rejim ayrılıkları vardır. Türkiye cumhuriyeti Kemalist bir rejimdir. Onu başkalarından ayırd eden hususîyetler, bu rejimin kuruluşunda âmil olan sebeplerden ileri geliyor. Kemalizm, Anadolu kurtuluş ve istiklâl hareketile başladı. Bir milletin, mahvolmak üzere bulunan varlığını koruması gibi mühim tarihi âmil, diğerlerinin menşeinde görülmez. Türk milleti, o esnada, uzun ve haşmetli tarihinde misli hiç görülmemiş heyecanlı anlar yaşadı – Millî vicdan, o zamana kadar hiç kaydedilmemiş bir şiddetle mevcudiyetini hissetti. Kemalist rejim bundan dolayı ne bir zümrenin, ne bir sınıfın eseridir: Bütün milletin malıdır.

Bazı rejimlerin esası olan inkılâplar, bir hanedana, bir sınıfa, bir müesseseye karşı mücadele etmiştir: Tarihte imparatorluğu veya krallığı deviren, esaleti yıkan, kapitale hücum eden, komünizme karşı koyan ihtilâller görülür. Kemalist rejimi doğuran Türk inkılâbı, sadece böyle muayyen ve basit bir müessese ile mücadeleden doğmuş değildir.

Kemalizm ihtilâli bir milletin hem siyasî mevcudiyeti ve istiklâli, hem de bütün içtimaî varlığı için bütün bir cihanla, bütün bir tarihle, ananelerle, müesseselerle, bir zihniyetle mücadeleden çıkmıştır.

Türkiye cumhuriyeti, tam ve kâmil mânasile yeni zihniyeti yaşatan ve tatbik eden bir rejimdir. Bu iddianın ispatı, on dört yıllık cumhuriyet idaresinin, Türkiye’nin maddî ve manevî çehresini değiştiren icraatıdır.

Necmeddin Sadak
29/10/1937, Akşam, sf. 1

..