DANIŞIKSIZ ‘EVET’ DÖVÜŞÜ

DÜNYA SAVAŞIN EŞİĞİNDE İKEN
AB&D’Lİ GLADYO SİYASETÇİLER
ve KRİPTO-FETÖ EVET PEŞİNDE

H E D E F  >>>  G A Z İ   M E C L İ S

Hatırlayalım…
Emperyalizm’in Annan Planı’na KARŞI Türkiye’de toplantılar yapan DENKTAŞ’ı eleştiren, “Niçin bu iş Türkiye’de yapılıyor, Kıbrıs’ta yapılsın” diyen Erdoğan, bugün Avrupa’ya heyheyleniyor.
2004 Nisan’ında, “Yapılacak bir şey varsa, buyur Kıbrıs’ta onu yap. Ne anlatacaksan Kıbrıs’ta anlat…” diye Denktaş’ı AZARLAYAN Erdoğan yeniden başörtülü bacım edebiyatına dönüyor.

Önce Bahçeli’nin başkanlık FAKE’ini yedi.
FEYK yeme ustası, şimdi de AB’nin gladyo kriptosu görevli siyasetçilerinin TUHAF KERE TUHAF saldırılarını ‘şahsi menfaati’ için fırsata dönüştürüyor.
Elbette kripto fetöcülerin desteği, eliyle…

Bugün (11/3/2017), “Türkiye’nin AB’ye üye olma şansı sıfıra eşittir” diye açıklama yapan uluslararası AKLISELİM diplomatlardan biri olan Aleksey Puşkov; kendi milletlerini temsil etmeyen siyasetçiler ile kamu vicdanına sahip örgütlere dair şöyle diyordu:

– “ABD, son 14 yıl içinde 4 savaşın mimarı oldu ve kısa bir süre önce beşincisini başlatacaktı. Üstelik bu sonucu, ABD’yi kimin yönettiği ve Beyaz Saray’da hangi partinin bulunduğu da etkilemiyor. Bence ABD’yi sürekli yeni savaşlara iten ŞEY’in ne olduğunu birçok kişi bilmek istiyordur.” (Aleksey Puşkov, 2013)

– “Batılı liderler, plan ve politikalarına uymayan bilgiler karşısında susmayı iyi bilirler. Bence (Türkiye’nin IŞİD’le yasadışı petrol ticareti yaptığı) bilgisine de sessiz kalacaklar. Ancak Batı’da sadece yöneten sınıf yok, kamu görüşü, sivil toplum örgütleri ve basın da var. Bunların hepsi sadece hükümetlerine uyan tek bir şeyi yazmaya istekli değiller. Bu bilginin yolunu bulacağını düşünüyorum. Gayri resmi düzlemde oldukça büyük tepki yaratacaktır.” (Aleksey Puşkov, 2015)

Şimdi biraz geçmişe uzanalım.
Sonra bugüne döneriz.

Roma, 19/10/2004
RTE & GÜL imza attılar.
– Tarihi bir gün, dedi Berlusconi.
Kalemler Hollanda’dandı.

Tarih: 17/03/2017, yer Hollanda.
– “Bakanımız aracında kendini kilitlemişti, oturuyor.”
Aile Bakanı’nın danışmanı konuştu. [pS1]

11/07/2003, Viyana’dan seslendi RTE: “Avusturya, Türkiye’nin AB yolunu destekliyor.”

16/12/2004, Brüksel’den seslendi: “Türkiye’nin AB’ye girmesi medeniyetler uzlaşmasını sağlayacaktır. Bunu görmeye başladılar…”

Döndü üç gün sonra: “Hamdolsun, tarihi aldık. Hayırlı olsun.”

Bu iş tamamdır müzakere tarihi aldık AB’YE GİRDİK dümeniyle utanmasalar 40 gün 40 gece şenlik kutlama yapacaklardı (yaptılar da).

Yani “BU MİLLET”e dönüp her seferinde ne dediler? Erdoğan, fetocu Gül, vesaire:

– HAMD OLSUN
– HAYIRLI OLSUN
– BAŞARDIK

Oysa nelere imza attı bizimkiler?

– KIBRIS’ın Rumlara satışına,
– GÜNEY+DOĞU’nun PKK’ya verilmesine,
– Kuzey-Doğu Anadolu’nun Ermenilere terkine.
– ………………. VD.

Yani GÖRÜNTÜ başka İŞ başkaydı.
Yani AB üyeliği koca bir yalandı.

Yıllarca TÜRK Milleti‘ni uyuttular.
Daha doğrusu:  A L D A T T I L A R ..

Peki bugün ne değişti?
Ellerinde RTE’yi LAHEY’E GÖTÜRECEK kütüphanelik belge-bilgi olan AB&D, istese bir günde onu devirebilecek iken;

– Neden FETÖ+PKK eliyle Türkiye’yi işgal etmeye kalkıştı?
– Neden daha önce -onlarca yüzlerce korumasına rağmen- remote control ile ZIRHLI ARACIN İÇİNE HAPSETTİĞİ Erdoğan için (ki o bir tehdit, uyarı idi) benzer bir yola yönteme başvurmadı?

Çünkü emperyalizm için asıl SORUN >>> GAZİ MECLİS idi.
AB’D-İsrail planlı FETÖ’cü darbe girişiminde bile -Erdoğan ALMANYA’ya kaçarken- hainler Kaçaksaray’ı değil; TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’ni bombalamadılar mı?

Demek ki dünden bugüne birşey değişmedi.
Demek ki TBMM’yi ortadan kaldırmaları gerekiyor.
Yani TÜRK MİLLETİ’nin iradesini.

Bunun yolu da artık BAŞKANLIK referandumundan geçiyor.
(Darbe-işgal planı tutmadı)

Emperyalist AB’D’li siyasetçiler de bunun gayet net bilincindeler.
Ama OYNUYORLAR, oynamaktan da asla vazgeçmiyorlar.

Bize de seyretmek düşüyor, öyle mi?

Her yol mübah yöntemini mafia+cizvit örgütü fetö’den öğrenen akp’liler EVET için yasa da takmıyorlar. (Gerçi ne zaman taktılar ki?)

Kanunlarımıza göre;

– “Yurt dışında ve yurt dışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz.”
– “Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur.”

(Kanun numaraları, tarihleri, YSK kararları, linkleri vb. ayrıntılarına girmiyoruz çünkü web’de nereye bakılsa bugünlerde bunlara rastlanıyor. Üstelik değişiklikleri BİZZAT AKP’nin yaptığı bilgisi ile…)

Ama kendi getirdiği yasalara uymayan ve her zaman MAĞDUR rolüne bürünmeyi iyi beceren, yalancı feto yetiştirmesi akp’liler ne diyorlar? Bir örnek:

– Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, Hollanda’nın Çavuşoğlu’nun uçuş iznini iptal etmesini şu sözlerle değerlendirdi: “Bunu yaparak, bizim vatandaşlarımızla buluşmamızı engelleyerek 16 Nisan’da ‘Evet’ çıkmasının ne kadar önemli olduğunu anlatmamızın önüne set çekmek istiyorlar. Bu tavırla kararsız vatandaşlarımızın bile kararını ‘Evet’ yönünde netleştirmiş oldu. Onların cumhurbaşkanına saldırdığı, bakanları engellediği zaman vatandaşın vereceği karar bellidir.”

( http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/696775/Bakan_Celik___Hollanda_nin_tavri_kararsizlari__netlestirdi_.html )

Yani BİZ EVET PROPAGANDASI YAPACAĞIZ,
ASLA ANAYASA BABAYASA FALAN TANIMAYIZ
AMA HOLLANDA ALMANYA BİZİ ENGELLİYOR!

Ama alışkındır onlar böyle alengirli şeylere.
2005’te Hollanda’daki vatandaşların adres vd. bilgilerini çalmadılar mı? ( http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/10/151016_yusuf_akp_mektup )
DenizfenerLERi ile mercümekLER ile Avrupa’da yaşayan insanlarımızı soymadılar mı?
Soner Yalçın’ın tabiriyle: Hangi birini sayalım? Yaz yaz bitmez…

Peki buna karşın AB ülkeleri ne yapıyor?

– “Kirchhof’a göre bu tür durumlarda uluslararası hukukun (devletler hukukunun) kuralları geçerlidir. O nedenle Almanya isterse Türk siyasetçilerin Almanya’ya girişini de engelleyebilir ve seçim propagandası yapmasına uluslararası hukuk çerçevesinde müsaade de etmeyebilir.” (İLGİNÇ bir yazı: http://www.artigercek.com/akplilerin-dusunce-ozgurlugu-almanyanin-tavri/ )

E tabi oradan kısa pas geldi ya; MAZLUM EDEBİYATI YAPMANIN ÜSTADI AZAMI akp’liler için bulunmaz fırsat bu. Ballı ekmek kadayıfı, kaddayfı…

Lâf’ı uzatmayalım.
GELİNEN durum şu:

AB’nin DERİN yani fetö destekçisi siyasetçileri;

– Türkiye’ye dönük EVET oylarını arttırma derdindeler. (Hedef, meCLİS-i GAAZİ)

(Ayrıca, gariptir, Avrupa’da “YÜKSELEN SAĞ”ın önü açılıyor…..)

Sadedi bu (KOKUSU /mayd@noz kısmı böyle). [pS3]

Yani bu, bir DANIŞIKLI DÖVÜŞ mü?
Yaşananlar, tanışıklı mı, yoksa tanışıksız mı?
Yakışır mı, yakışıksız mı demiyoruz.
Danışıklı derken, düz siyasetçilerden bahsetmiyoruz.
Nasıl ki Ankara’daki atanmış siyasetçiler ya da Washington’daki neoconlar varsa; Brüksel merkezli AB’de de emperyalizmin temsilcileri var.
Bunlar, kendilerini GÖRÜNTÜDE seçen toplumlarından FARKLI düşünüyorlar.
Haliylen HİZMET ettikleri yerler de başka oluyor.

Kaşıyorlar.
Bugün yaşandığı üzere.
İnceden inceye.

Oysa milletlerini temsil eden politikacıların kaygıları başkadır.
Vatandaşlarının menfaatlerini ön planda tutanların sorumlulukları vardır.
Hem kendi ülkelerine hem dünyaya karşı…

Kendi menfaati için her yol mübah diyenler ise bambaşkadır:
– “Bunlar Nazi kalıntısı, bunlar faşist!” diye kükreyiverirler örneğin.
Ama, bir muhalif parti liderinin emrine verilen usmanlı ucakları’nca hayırsever muhaliflerin dövdürülmeleri, faşizm değildir, öyle mi?
(O muhalif lider, Avrupa’daki konfederasyon ve federasyonları ‘oturma’ eylemine davet ediyor, yasalara uygun olsun diye de uyarıyor. Kendisine muhalif olanların protesto edildiği yöntemle mi?)
Ülkenin dört bir yanında hayır eylemlerinin gizli veya açık engellenmesi de faşizm değildir?

Peki NAZİ denince ilk akla gelenler nedir?
Siyonizm’dir, katliamdır, soykırımdır, faşizmdir.
İsim olarak; Hitler’dir, Mussolini’dir, Franco’dur, Salazar’dır.
Diğer ve temsil ettikleri milletlerin katilidir bu kişiler. [pS2]

pS1. Persona non grata ilan edilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya “aracında kendini kilitleyip otururken” sınırdışı ediledursun;
kendisinden bir önceki yani 45 erkek çocuğumuzun ırzına geçen Ensar Vakfı’nı kollamak için “Bir kereden birşey olmaz” diyen,
görmezden-bilmezden geldiği CARİYE PAZARI’nın yanıbaşında konuşma yaptığı Kilis’te ÇOCUKLARLA FOTOĞRAF çektiren bakan Sema Ramazanoğlu da Kadınlar Günü’nde ABD’de konuştu:

– “Yeni anayasa değişikliği, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığını güçlendiriyor.”
– “1982, yani darbe anayasasını, o deli gömleğini üzerimizden çıkarmak istiyoruz.”

Ve o konuşma esnasında kadınlar dövülerek salondan atılıyorlar.

Şaka gibi.
Ama değil.

pS2.

Faşizm’le devam edeceğiz ancak bir parantez:

Hani, 2003’te, birileri için DUA ediyordu ya RTE? Ama o iş öyle basit değildi.

Tayyip Erdoğan: “ABD’nin Irak’ta savaşan kahraman [cesur] bay ve bayan askerlerin [genç kadın ve erkeklerin] en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en az zamanda dönmeleri temennisi ile duacıyız.” (March 31st, 2003, The Wall Street Journal)

Tayyip Erdoğan: “Uzun müzakerelerden sonra ve Türk halkının yüzde 94’ünün Irak’ta açılacak yeni bir savaşa karşı olmasına rağmen, hükümetim müttefik kuvvetlerin Irak’a girerken Türk hava sahasını kullanması için onay çıkarabildi (April 21st, 2003, Washington Post)

RTE’nin, TÜRK MİLLETİ’NİN %94’Ü SAVAŞA KARŞI OLDUĞU HALDE, sağ-salim ülkelerine dönmeleri için dua ettiği siyonist emperyalizmin jandarması ABD’nin askerleri; Irak’ta kimine göre katliam kimine göre soykırım yaptılar. Kimi kanıtlandı, kimi iddia olarak kaldı.

İşte o iddalardan biri, ki çok ciddiydi:

– “Yine basına yansıyan bilgilere göre Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisinin Tel Afer harekâtında, ABD işgal ordusuyla birlikte çalıştığı anlaşılmaktadır. 2004 yılında, Tel Afer’de operasyona devam eden ABD Ordusu’na karşı topraklarını savunan 2 bin 400 Türkmen’in adı Tayyip Erdoğan yönetimi tarafından Amerikalı yetkililere verilmiştir.

( http://vatanpartisi.org.tr/genel-merkez/dosyalar/akp-kapatilmali-tayyip-erdogan-yargilanmalidir-2005-10797 )

Kim faşist?

Peki bunları niye hatırlatıyoruz?
AB’D’nin elinde tüm bunlar ve fazlası var diyoruz.
Bu EVET rte için değil; fetö için diyoruz.
Birinci darbe girişiminde yenildiler, pes etmediler diyoruz.

pS3.

Çünkü:

Ama madalyon’un öte yüzü de var:
Biz onu mayd@noz olarak algılasak da
Biri maydanoz, diğeri maydonoz gibi.

Yani bir diğer çatalda başka gelişmeler yaşanıyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu:

– Rusya’nın diğer Batı ülkelerinden bir farkı var. Oturup konuştuğunuz zaman verdiği sözleri yerine getiriyor.
– Rusça’mı ekonomik kullanıyorum, O yüzden bildiğimden daha iyi görünüyorum. Putin’le Rusça konuşuyoruz.
– (Putin’in ‘Askeri kurumlarımız ve istihbarat teşkilatlarımız düzeyinde bu kadar güven içeren ve etkili bir diyalog kurulmasını kimse beklemiyordu’ sözünün hatırlatılması üzerine) Putin esprili bir dille “Bizi seven kalmadı ama sizi seven var mı bilmiyorum” dedi.
– ABD Başkanı Donald Trump yönetimi Obama gibi değil, verdiği sözleri tutuyor.

( https://tr.sputniknews.com/turkiye/201703111027590306-cavusoglu-rusya-bati-sozunu-tutuyor/ )

– Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda Türkiye ve Rusya’nın Suriye’de atılan adımlarda askeri her türlü işbirliğini yaptığını dile getirdi.
– Suriye’nin ve Irak’ın toprak ve siyasi bütünlüğünün korunmasıyla ilgili soru üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her iki ülkenin toprak bütünlüğü bizim temel hedefimizdir. Buraların parçalanmasına gerçekten tahammülümüz yoktur.” dedi.

( http://mevlutcavusoglu.net/cumhurbaskani-erdogan-rusyada/ )

Hani, daha kısa süre önce “Biz Suriye’ye Esad’ı devirmeye girdik” diyen; uçağında gazetecilere barzanistan bayrağıyla ilgili soru sordurmayan RTE’den söz ediyoruz.
Hani, seri halde ABD’lilerle görüşme trafiğine dalıp az kalsın Rakka tuzağına düşecek olan RTE’den.
Hani, fetöcü kalkışmadan canını kurtaran hayırseverleri darbeci ilan eden RTE’den.

Yani diyoruz ki, sayın cumhurbaşkanı:

– Aldığı emre istinaden sizi EVET fake’iyle aldatan zat’a siz “Seninle işim bitti, senden fayda yok” demiş olsanız da, feyk yerini buldu bir kere.
– Olmaz ama ola ki evet geçerse, artık aldatıldım da diyemeyeceksiniz. Çünkü,
– İlluminati örgütü olan fetö kaldığı yerden devam ediyor, kimi kriptolarını deşifre ederken yani açığa çıkartırken, diğer taraftan çok daha sinsi çalışıyor.
– Siz; fetöcü, bölücü, natocu vs. vatan hainlerini temizleyeceğiniz yerde, ki ne de güzel başlamıştınız; tarikatlere sızmış olan kripto fetocuları devlet organlarına yerleştiriyorsunuz.
– Cumhuriyetin kurucularına “kanı bozuk, sütü bozuklar” deyip “1923’te darbe yapıp Cumhuriyeti kurdular” diye ekleyen belediye başkanlarınız faso’dur fiso’dur. Siz daha en yakınlarınızdaki kriptoların farkında değilsiniz.
– AKP’nin milletvekili seviyesinde 42 fetöcü barındırdığını eminiz ki duydunuz, il-ilçe örgütleri, köyler vs. ne olacak? Siz AKP’yi kendi çabanızla mı kurduğunuza inanıyorsunuz? FETULLAH kurdu sizin partiyi. (Siyonizm’in kurduğu örgüt FETÖ size at harasında 1 milyar dolar hibe etmedi mi?)
– Yani fetullahçılarla mücadelenizde yanınızda sizin gibi düşünen bir avuç kişi var mı, yok mu?
– Başlatın AKP’de oprasyonları, o zaman diğer siyasi partilerdeki fetöcülere uzandığınızda kimse sesini çıkartamaz.
– Alın İncirlik’i, Diyarbakır’ı, Malatya’yı vd. emperyalistlerin elinden; PKK-PYD’ye giden DESTEK büyük darbe yesin.
– Girin ŞİÖ’ye, ki Türkiye’nin yeri AVRASYA BİRLİĞİ’dir; tarih değişsin.

– Günahınız çok, AMME yani KAMU hakkı yediniz.
– Bilmeyen var mı gemiciklerdeki falan filan yerlerdeki, trilyonları?
– Bilinmiyor mu yasadışı ticaretleriniz…
– Irak’ta, Suriye’de, Türkiye’de, dahası Afrika’da, dünya coğrafyasında SEBEP OLDUĞUNUZ ve/ya izin verdiğiniz ölümlerin sayısı belli değil.

Şu hayal dünyasında, helalleşebildiğiniz kadar şansınızı deneyin.
KİBİR şeytan özelliğidir, özür dilemeyi de bilmez.
Mezhebcilik de öyle, büyük tehlikedir.

Sayın c.başkanı,
Döndüğünüz yer, kârdır.
Ümitsizlik şeytanın işidir.

GÖNÜLLÜ KÖLELİĞE
ve FAŞİZME HAYIR

ALGI operasyonlarına
ve ALDATMAYA HAYIR

Can çıkmadan huy çıkar, çıkmalıdır da.
Mahşerden evvel şu hologramda, keşke şuraya düşmeden önce geri adım atıp birşeyler yapsaydım, bencilliği hırsı-inadı bir yana bırakıp atabildiğim kadar doğru adımlar atsaydım, demeden önce; atın o adımları.

Dünyada, hesaplaşabildiğiniz kadar insanla, hayvanla, ağaçla hesaplaşın.
Kendinizle, herkesle, doğayla…………………. barışın.

Mahşerde hesaplaşma çadırları kuruluyor.
Orada bir yıl bin yıl bir yıl elli bin yıl.
Bitmez, sonu gelmez gibi, değil mi?
Melekler çepeçevre kuşatıyorlar.
Cehim de yaklaştırılıyor.

Daha bunun öncesi, Münker-Nekir’i var.

Kul hakkı nasıl ödenir?
Tamam, KISASIN AFFINDA HAYAT vardır.
Tamam ama,

Et-Tevvab
El-Afüvv
EL-Ğafur
Es-Settar
Er-Rahman
Er-Rahim
İlahinnas

olan ALLAH’tan özür dileyin.
Tevbe, af, bağışlanma, merhamet………..
Ama İLLA Kİ kuldan da özür.

Ama o doğru adımlar var ya?
Onları atmalısınız.

İlla ki ama illa ki atmalısınız.

Yoksa;

Yeniden başörtülü bacım ayakoyunlarına dönmemelisiniz.
AB’D’nin kripto gladyo siyasetçilerinin, AKP’deki kripto fetö’cülerle birlikte tezgahladıkları FAKE’leri şahsi menfaatinize yönelik fırsata çevirmemelisiniz.
Şu son yaşananları başkanlık hırsınız için kullanmamalısınız.
Önce demokrasiyi tramvaya benzetip sonra demokrasi demokrasi deyip de faşizm için oy toplamamalısınız.
Avrupa’daki sosyal imkanlardan faydalanıp, kendi ülkelerine faşizm getirmek için çırpınanların yani (paylaştığımız fotoğraftaki gibi) NANKÖRLÜK edenlerin cahilliklerini (+tertiplerini) gole çevirmemelisiniz.

Oyuna gelmemeli,
Milleti de oyuna getirmemelisiniz.

Geç mi?
Bunu ALlah bilir.