ULUSLARARASI AVRASYA HAREKETİ
ve ALEKSANDR GELYEVİÇ DUGİN..
– “Türkiye Kemalist miras olmadan, Atatürk’ün jeopolitik ve politik mirası olmadan hayatta kalamaz…”
12 Aralık 2003
Attila İLHAN, Cumhuriyet
Uluslararası Avrasya Hareketi!
Jacques Sapir, doğru dürüst tanımadığım bir yazar; daha doğrusu, bir ekonomist; uzmanlık alanı, Doğu Avrupa ülkeleri, özellikle Rusya Federasyonu; bilgisayar ekranında, yazısı karşıma çıkınca; daha çok Yevgeniy Maksimoviç Primakof’un, o kitabını merak ettiğim için okudum. Primakof da kim mi?
Rusya’nın önde gelen isimlerinden biri; zamanında, Sovyet İstihbaratı’nı yönetmiş; Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık yapmış, önemli bir kişi; son zamanlar adı daha çok, uluslararası sorunlarda, Vladimir Putin’in danışmanı olarak, anılıyor; zaten kitabının ismi bile, önemini anlatmaya yeter: “11 Eylül ve Irak’ın İşgâli Sonrasında, Dünya!”.
Ne yalan söyleyeyim, beni en çok düşündüren, Jacques Sapir’in yazısındaki son paragraf oldu: Asıl konuya intikal etmeden; -yahut da, o konunun taşıdığı önemi daha iyi anlatabilmek için- önce o paragrafa, şöyle bir göz atsaydınız diyorum:
“… eğer Amerikan politikasının, aynı mecrâda, aynı şekilde devam edeceği kesinleşirse; Amerika’nın kendisi, (öteki ülkeler için) terörizmden çok daha büyük, bir tehlike oluşturacaktır. Üstelik bu tehlike, münhasıran Rusya’yı tehdit etmiyor; Avrupa’yı da ediyor; bu bakımıdan Primakof’un kitabını, onların da dikkatle okumalarında yarar çok. Çünkü bu kitap, yalnız uygulanan Amerikan politikasının, geçici bir sapma mı, yoksa sürüp gidecek önemli bir değişiklik mi olduğunu, tartışmakla kalmıyor; o politikanın çalkantısı içindeki Rusya’ya, etkilerinin neler olabileceğini gösterdiği kadar, Avrupa’nın karşı karşıya kalacağı riskleri de ele alıyor. Bu açıdan bakılırsa 2003’te Irak’a açılan savaş, 1991’deki savaşın devamı ve sonu olmuyor; çünkü dünya politikasında yeni bir konjonktürün, başlangıcıdır!” (Haziran, 2003. http://www.paris-berlin-moscou.org)
Bana sorarsanız, çeşitli yirmi iki ülkenin bir araya gelip, ‘Uluslararası Avrasya Hareketi’ni somut olarak gerçekleştirmeleri; asıl bu perspektif içerisinde değerlendirilirse, gerçek anlamını kazanacak:
Yanlış mıyım?
‘Avrasyalılar marşı’ çalınıyor…
Önce, gazete haberi olarak, olay nasıl görünüyor; ona bir bakalım:
“… Ulaslararası Avrasya Hareketi, 20 Kasım 2003 günü Moskova’da kuruldu. Kurucu konferansa, Rusya’daki Avrasya Partisi, ev sahipliği yaptı; Türkiye’den İşçi Partisi’nin (İP) davetli olduğu konferansa, 22 ülkeden ve Rusya’nın 20 bölgesinden, temsilciler katıldı. Konferansta Merkez Komitesi ve Uluslararası İlişkiler Bürosu üyeleri Özcan Büze ve Mehmet Perinçek tarafından temsil edildi.
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in bildirisi alkışlarla okundu ve Perinçek, Uluslararası Avrasya Hareketi’nin, Yüksek Konseyi’ne seçildi. Konferansa Rusya devlet yöneticileri ve Rusya Federasyonu Komünist Partisi Dış İlişkiler Bürosu Başkanı Filipoviç de katıldı…”
“… Gazeteciler Merkezevi’nin salonunda tertiplenen konferansta, divanın oluşturulmasından sonra; kurucu konferans, ünlü Sovyet kompozitörü Dmitri Şostakoviç’in torunu D. Şostakoviç’in, Avrasya Hareketleri için bestelediği ‘Avrasyalılar Marşı’nın çalınmasıyla açıldı. Marşın büyük bir coşkuyla dinlenmesinin ardından, Avrasya Partisi’nin Genel Başkanı Aleksandr Dugin açış konuşmasını yaptı…”
“… ‘Avrasyacılığın, büyük bir potansiyeli harekete geçirebileceğini..’ belirten Dugin, ‘…Putin’in desteklediği Birleşik Rusya Partisi ile Rusya Federasyonu Komünist Partisi’nin kendisiyle yaptıkları görüşmelerde ve yayınlarında Avrasya ilkelerini kabul ettiklerini, Avrasyacılığı desteklemeye hazır olduklarını belirttiklerini…’ söyledi. Dugin ayrıca, ‘… Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayef ile yaptığı kişisel görüşmeler yanında; Kuçma’nın, Lukaşenko’nun, Akayef’in, Rahmanof’un, Aliyef’in, Koçaryan’ın önderlik ettiği, diğer Orta Asya ve Kafkasya devlet yöneticileriyle yaptığı görüşmelerde, bütün bu devletlerin Avrasyacılığa büyük ilgi duyduklarını ve bunu desteklemeye hazır olduklarını…’ belirtti. ‘… İngiltere’den Türkiye’ye, Lübnan’dan Pakistan’a kadar birçok kardeş Avrasyacı hareketin var olduğunu…’ vurgulayan Dugin, ‘… bu hareketlerin Uluslararası Avrasya Hareketi’nde, -hiçbir partinin uydusu olmaksızın- eşit katılımla birleşeceklerini…’ sözlerine ekledi; ‘… hareketin, Avrasya Davasını yayacak herkese açık olduğunu…’ vurguladı…” (Aydınlık, 30 Kasım 2003.)
‘… o mahiler ki…’
Biliyorum, içinizden bazıları, ‘… canım bu kadar uzun bir alıntıya gerek var mıydı?’ diyor; Türkiye’nin de katıldığı (ayrıca ‘Yarın’ dergisi de oradaydı) bu kapsamda ve bu önemde bir konferansın haberini, ülkemizin bunca gazetesi, radyosu, televizyonunda, tek satır olarak dahi okuyamadınız ya da göremedinizse, bence gerek değil, hatta zaruret vardır. Ayrıca, Dugin’in söylevinin, Konferans’ın Ortak Bildiri’sinin de, üzerinde durmak lâzım; Avrasya bir derya, biz de o deryanın içindeyiz ama, halimiz ünlü mısradaki ‘mahiler’e (balıklara) benziyor:
“… o mahiler ki, derya içredir, deryayı bilmezler!..”
+++
Aşağıdaki pS/dipnot’larda, kaynak farkı gözetilmeksizin; olumlu-lehte, olumsuz-aleyte, vd. yorum, görüş ve haberlere yer verilmiştir. (Elbette biz de yorumlarımızı ekledik.) ANALİZ ve sentez; siz saygı ve sevgideğer okurlara aittir..
pS1.
Belgeler
AVRASYA’DA BÜYÜK ADIM
Rusya heyetinin tarihi mesajları
17.12.2003
Rusya heyetinin tarihi mesajları
Rusya devlet yönetimine dahil ve yakın şahsiyetlerden oluşan Uluslararası Avrasya Hareketi (UAH) heyeti İstanbul’da tarihi mesajlar verdi. Mesajların içeriği Avrasya’nın yeni bir kutup olarak ortaya çıkmasından Türkiye-Rusya ilişkilerine, Irak’tan Kıbrıs sorununa kadar geniş bir alanda Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren konuları kapsıyordu.
UAH Yüksek Konsey Başkanı Aleksander Gelyeviç Dugin, Yüksek Konsey üyesi ve Rusya Federasyonu Olağanüstü ve tam Yetkili Büyükelçileri Albert Sergeyeviç Çernişev ve Anatoli Safronoviç Zaytsev ile Moskova Uluslararası İlişkiler Devlet Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kaleriya Antoninovna Belova’dan oluşan heyet İstanbul Üniversitesi’nce 11 Aralık’ta düzenlenen “Avrasya Açısından Irak ve Kıbrıs” konulu konferansa katıldı ve İşçi Partisi ile temaslarda bulundu.
(Haberin devamı: http://med.org.ru/article/1614 )
pS2.
“Uluslararası Avrasya Hareketi” hakkında KİA
Aydınlık, 30 Aralık 200
Uluslararası Avrasya Hareketi kuruldu
2.12.2003
http://www.aydinlik.com.tr sitesinde yayınlandı.
Uluslararası Avrasya Hareketi’nin Kurucu Konferansı hakkında bilim “Aydınlık” dergisinde yayınlandı.
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Uluslararası Avrasya Hareketi’nin 20 Kasım’da Moskova’da toplanan Konferansı’na bir bildiri sundu ve Hareket’in Yüksek Konseyi’ne seçildi. 1996 ve 2000 yıllarında İstanbul’da toplanan 1. ve 2. Avrasya Konferansları ile Moskova’daki Konferans’ın örgütlenmeleri tek bir çatıda birleşecek.
(Haberin DEVAMI: http://www.evrazia.org/modules.php?name=News&file=article&sid=1568 )
pS3.
24.11.2016 12:04
Odatv
Avrasyacı Dugin Erdoğan’ın hangi akrabasıyla buluşuyor?
Uluslararası Avrasya Hareketi Temsilcisi Andrey Harçenko, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Danışmanı kuzeni Mehmet Mutlu’nun da aralarında olduğu heyetin Simferopol’ü ziyaret edeceğini bildirdi.
Heyetin ziyaretini “Putin’in danışmanı” olarak bilinen Avrasyacı Aleksandr Dugin‘in yönettiği Uluslararası Avrasya Hareketi organize etti. Heyetin bugün akşam saatlerinde Kırım’da olacağı ve Cuma gününe kadar Simferopol’de kalacakları belirtildi.
Harçenko Rus haber ajansı Ria Novosti’ye yaptığı açıklamada, “Heyette 27 kişi bulunuyor. Heyette iş dünyasının temsilcileri, milletvekilleri ve Erdoğan’ın danışmanlığını yapan kuzeni Mehmet Mutlu da yer alıyor” dedi. Heyetin ziyaretini ünlü Avrasyacı Aleksandr Dugin’in yönettiği Uluslararası Avrasya Hareketi organize etti. Dugin kendi sosyal paylaşım sitesindeki hesabından bu ziyareti doğruladı. Türk heyet temsilcilerinin Kırım’ın iş adamları, Kırım Tatarları ve hükümet yetkilileriyle bir araya gelmeyi planladıkları bildirildi.
http://odatv.com/avrasyaci-dugin-erdoganin-hangi-akrabasiyla-bulusuyor-2411161200.html
pS4.
29 Ocak 2013
Dünya Bülteni
Dugin: ‘Yeni Osmanlıcılık Türkiye’yi felakete sürüklüyor’
(Haberin devamı: http://www.dunyabulteni.net/yazar/aleksandr-dugin/18858/yeni-osmanlicilik-turkiyeyi-felakete-surukluyor )
(İlgili makale, 02 Şubat 2013, M. Ali Güller :
– https://mehmetaliguller.com/tag/aleksandr-dugin/
– http://www.ulusalkanal.com.tr/dugin-turkiye-cumhuriyeti-yikiliyor-makale,932.html )
(Güller’den başka makale, 17 Ekim 2015:
– “… Fakat ben pek çok yanını olumlu bulup katılmama rağmen yine de hala Doğu Perinçek’in kim olduğunu anlayabilmiş değilim!. Peki ya siz? Kimdir bu Doğu Perinçek?”
– https://26august.wordpress.com/2015/10/21/avrasya-birligi-ve-perincek/ )
pS5.
07 Eylül 2014
Aytekin Kaan Kurtul
Radikal Bir Gerici: Aleksandr Dugin (ya da “Dugin Eleştirisi”)
Bu eleştiri, temmuz ayında, bendeniz İşçi Partisi’nden ayrılmadan önce İşçi Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu’na sunulmuştur.
Aleksandr Dugin, ABD ve AB’ye karşı tutumundan ve Avrasya’yı, Atlantik’in -ekonomik anlamda- gelişmekte olan ülkeler üzerindeki hegamonyasına karşı bir jeopolitik alternatif olarak sunmasından ötürü partimizce bir “siyasi ortak” olarak sunulan bir “siyaset teorisyeni”. Kendisinin Moskova’da belli bir nüfuza sahip olduğuna dair iddialar da (resmiyette “Duma Başkanı Sergey Narişkin’in danışmanı” sıfatını taşıyor) bu sunumu yaygınlaştırıyor. Büro üyelerinin bu konuda benden daha bilgili olduğundan eminim.
Emin olmadığım konu ise, Dugin’in siyasi ortağımız olması için kendisinde aramamız gereken fikirsel nitelik ve potansiyel siyasi gücün iyi hesap edilmiş olması. Sonraki satırlarda daha ayrıntılı bir şekilde değineceğim üzere, Dugin’in açıkça gerici ideolojisi (ki bunu kapitalizm, sosyalizm ve faşizmden sonra gelen bir “dördüncü siyasi teori” olarak sunmaktan geri kalmıyor) ve küresel çapta sınırlı nüfuza sahip olması (ki nüfuz alanındaki siyasi figürlerin genelde aşırı sağdan veya Alain de Benoist önderliğinde küçük bir hareket olan “Yeni Sağ”dan olması), kanımca Partimizin Dugin önderliğindeki “Avrasya Hareketi”nden çekilip ideolojik olarak daha yakın olduğu Dünya İşçi ve Komünist Partileri Toplantısı’na düzenli olarak katılması için (ki bu konuda Rusya Federasyonu Komünist Partisi, Küba Komünist Partisi, Kore İşçi Partisi gibi zaten iyi ilişkilere sahip olduğumuz partilerin desteği alınabilir) yeterli bir sebep.
(Yazının devamı: https://aytekinkaankurtul.wordpress.com/2014/09/07/radikal-bir-gerici-aleksandr-dugin-ya-da-dugin-elestirisi/ )
pS6.
Diplomatik Gözlem dergisinden:
ULUSLARARASI AVRASYA HAREKETİ
Uluslararası Avrasya Hareketi ve Jeopolitik İncelemeler Merkezi Başkanı Aleksandr Dugin’in kurguladığı yeni Avrasya haritasında Türkiye tehdit olarak görülmektedir. (…)
(Yazının devamı: http://www.diplomaticobserver.com/TR,4309/uluslararasi-avrasya-hareketi.html )
pS7.
12 Eylül 2012
Nerdun Hacıoğlu, Hürriyet
Putin’in yeni ideolojisini “Ergenekon’un beyni” yazıyor
Türkiye’de Ergenekon davasıyla adını duyuran ve Rus basını tarafından “Ergenekon’un beyni” olarak adlandırılan Moskova Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Aleksander Dugin’in Kremlin Sarayı’ndaki koltuğa üçüncü kez oturan Vladimir Putin için yeni bir “Avrasya Birliği” ideolojisi kaleme alacağı açıklandı.
(Haberin devamı: http://www.hurriyet.com.tr/putinin-yeni-ideolojisini-ergenekon-un-beyni-yaziyor-21433133 )
pS8.
toplumsalbilinc.org sitesinden:
Özkan Özgür:
Bir Rus faşistinin hayatı:
Aleksandr Dugin
( http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=17321.0;wap2 )
pS9.
22 Ekim 2008
Gazetevatan
Ergenekon’da Rus bağlantısı
Davaya bir sayfa ayırıp, “Meğer, Ergenekon’un beyni Moskova’daymış” başlığı atan Rus gazetesi Komersant, “Üç Türk savcı, darbecilerin fikir babasının Aleksander Dugin olduğu görüşünde” ifadesini kullandı. İktidardaki Birlik Rusya Partisi’nin ideoloğu Dugin de, Ergenekon sanıklarının ‘suçlarını’ şöyle yorumladı: “Türkiye’nin ABD yanlısı politikaları terk edip, Rusya ile yakınlaşmasını istemek.”
(Devamı: http://www.gazetevatan.com/ergenekon-da-rus-baglantisi-204877-gundem/ )
(Başka kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/ergenekon-un-beynini-rus-basini-buldu-10178203 )
pS10.
31 Ekim 2008
M. Yaşar Durukan / Ceren Şehirlioğlu
T24
Dugin: “… Ben bir Avrasyacıyım ve Avrasyacılık doktrinini 1980’lerden bu yana Rusya’da canlandırmaya çalışıyorum. Bu jeopolitik doktrinin ve siyasi felsefenin temelleri 20’nci yüzyılda, ilk jenerasyon Avrasyacılar (Trubetskoy, Savitsky, Alexev vb.) tarafından atıldı. Avrasyacılık, Batı’nın kendi değerlerinin evrensel olduğu sahte inanışına karşı çıkar, medeniyetlerin ve siyaset biçimlerinin çoğulluğunu savunur. Avrasyacılık, aynı zamanda Türk ve Slav halklarının kader birlikteliğinin üzerinde durur ki; bu devletler, tarihin en büyük Avrasya imparatorluklarının kurcularındandır…”
(TAMAMI: http://t24.com.tr/haber/ergenekon-stalinizm-ruhunun-montajidir,14165 )
pS11.
05 Ocak 2014
Ömer Adıyaman, son.tv
MİT raporundaki gizemli Rus
Sabah yazarı Ferhat Ünlü’nün, 2009’da röportaj yaptığı Rus stratejist Aleksandr Dugin’in söylemleri bugüne ışık tutuyor.
(…)
Aleksandr Dugin, Türkiye’ye gelip Ergenekon davasında tanıklık yapmak istediğini de söylüyor. “Çünkü” diyor Dugin, “Benim ismim mahkemede Rus ajanı olarak anıldı. Babam KGB görevlisiydi, ama ben değilim.”
Dugin’in Rus gizli servisine çalışıp çalışmadığı bilinmez ama bir dönem Milli İstihbarat Teşkilatı’nın sıkı takibine girdiği şüphesiz. MİT’in hazırladığı bir raporda Dugin’in Türkiye’deki Ergenekon sanıklarıyla sıkı ilişki içinde olduğu belirtiliyor. Dugin’e kendisiyle ilgili MİT raporu hakkında ne düşündüğünü de soruyoruz. “Bu konuda yorum yapamam” diyor. Böylece Dugin’in, gizemli adam imajından hiç de şikâyetçi olmadığını, bilakis bundan memnuniyet duyduğunu anlıyoruz. Ve hiç tereddüt etmeden Yeni-Avrasya Hareketinin lideri ve Ergenekon sanıklarının fikir babası olarak anılan Dugin’in sıfatlarının yanına bir yenisini daha ekliyoruz:
MİT raporundaki gizemli Rus…
(Tamamı: http://www.son.tv/haber-227219 )
pS12.
Mayıs 2010
21. Yüzyıl Dergisi
Dr. Demirhan Fahri Erdem
Türkiye Solu’nda Avrasyacaı Yaklaşımlar
(Devamı: http://www.21yuzyildergisi.com/assets/uploads/files/294.pdf )
pS13.
24 Kasım 2016
Giresun Gündem
Hilmi Taşkın
Aleksandr Dugin stratejisi ve AKP iktidarına yeni rota
Rus lider Putin’in danışmanı olan Aleksandr Dugin son günlerde yine gündemde yer alıyor. Aslında Dugin bir süre önce de ülkemizde önemli bir isimdi.
Jeopolitik Uzmanı olan Dugin, Uluslararası Avrasya Hareketi Lideri olarak bilinir. Son günlerde gündeme gelen Şanghay İşbirliği Örgütünün de fikir babasıdır.
Dugin geçmişte bu düşüncesini ülkemizde, İşçi Partisi ve Doğu Perinçek üzerinden gündeme taşımaya çalıştı.
Bu konuda çeşitli toplantılar yapıldı.
TSK içinde de Avrasyacılık fikrine destek olanlar çıktı. Bu isimlerin bir kısmı daha sonra Ergenekon kumpas davasında yargılandılar da.
Tuncer Kılınç bu isimlerdendir…
Dugin’in Avrasyacılık düşüncesini savunmasındaki gerekçe, Sovyetlerin dağılmasından sonra Asya’da ABD’nin etkili olma çalışmalarına karşı yeni blok arayışının sonucudur.
ABD ise Dugin’i haklı çıkarırcasına Sovyetlerin dağılması ile kurulan Türk Cumhuriyetleri’nde F.Gülen Cemaatine açtırdığı okullar ile girmeye çalışıyordu!
Avrasyacılık politikası yeni bir ABD – Rusya mücadelesi olarak ortaya çıkmıştır.
Dugin, ülkemizin de bu blokta yer alması için çok çabaladı.
Ona göre; yirminci yüzyılda emperyalizme karşı Atatürk ve Lenin işbirliği Kurtuluş Savaşımızın kazanılmasında etkili olmuştur.
Soğuk Savaş döneminde, ABD politikaları nedeniyle iki ülke ilişkileri zarar görmüş ve Türkiye NATO içinde yer almıştır.
Sovyetlerin dağılması sonrasında ABD için Türkiye’nin eski önemi ortadan kalkmış ve ABD ile İsrail BOP kapsamında Orta Doğu’ya yeni düzen arayışlarına giriştiler. Bu arayış Türkiye’nin çıkarlarına aykırı idi…
Dugin’e göre ABD, Avrasyacılık hareketi ile planladığı işlerin kötüye gittiğini görünce karşı hamleler yaptı.
Bunlardan teki Gülen okullarını yaygınlaştırmak oldu.
Diğeri ise Ergenekon ve kumpas davaları ile TSK içindeki Avrasyacı kadroları tasfiye etmek, yerlerine kendisine yakın FETÖ bağlantılı kadroları getirmek oldu.
Ayrıca ABD’nin yeni Osmanlıcılık fikrine destek vermesi de Dugin’e göre bu planın bir parçası idi…
Bu perspektiften baktığımızda Dugin’e göre ABD, Türkiye’de Rusya, İran ve Suriye düşmanlığını da körükledi.
***
15 Temmuz darbe girişimini bir gün önceden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a haber veren isimde A.Dugin idi.
Ayrıca Rus uçağının düşürülmesi ile bozulan Türkiye – Rusya ilişkilerinin düzelmesi konusunda da Dugin etkin bir rol oynadı.
15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğu düşüncesi ile FETÖ lideri Gülen’in iadesi konusunda ABD’nin isteksiz kalması, ABD’nin Suriye’de PYD ile birlikte hareket etmesi, Irak’ta ABD’nin bizi dışlayan Musul hareketi gibi konular ile Türkiye ABD ilişkilerinde yaşanan sıkıntılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Rusya’ya yaklaştırdı.
Ayrıca AB’den gelen sert uyarılar ile Avrupa ile bozulan ilişkilerimiz de iktidarı yeni arayışlara itti.
( Oysa bütün bu sorunların temelinde iktidarın hatalı politikaları yatmaktadır! )
Jeopolitik uzmanı olan Dugin’in, ülkemizin içinde bulunduğu açmazı iyi değerlendirdiği görülüyor. Önce 15 Temmuz darbe girişimini bir gün önceden haber verdi! Daha sonra ise bozulan Türk-Rus ilişkilerin düzeltilmesi için çaba harcadı. 9 Ağustos tarihinde St. Petersburg’da gerçekleşen Putin – Erdoğan görüşmesinde önemli bir rol üstlendi.
Dugin, 15 Temmuz sonrası ülkemizin içine düşürüldüğü durumu fırsata çevirecek stratejileri, uzmanı olduğu için başarı ile uyguladı.
Bunun sonucunda Cumhurbaşkanı Erdoğan Şanghay Beşlisi içinde yer almayı dillendirmeye başladı.
Bu adım hemen karşılık buldu.
Üye olmadığımız halde Şanghay Beşlisi ülkemizi 2017 yılında Enerji Komisyonu Başkanlığına getirdi!
Şimdi iktidar ile NATO, ABD ve AB arasında yeni bir kriz kapıdadır.
Ne yazık ki ülkemizi yönetenler, Atatürk sonrasında batı ile ilişkilerinde bağımsızlık ve egemenlik temelinde bir dış politika izleyemedi.
Bu durum ülkemizin başına sorunlar açtı.
Şimdi yeni stratejide de bağımsızlık ve egemenlik anlayışı yok! [*]
Ne demiş atalarımız? Hırsla kalkan zararla oturur…
Bakalım nasıl gelişmeler yaşanacak.
Ekonomide de, siyasette de ülkemizi sıcak günler bekliyor…
http://giresungundem.com/aleksandr-dugin-stratejisi-ve-akp-iktidarina-yeni-rota/
[*] 26 Ağustos bloğu not:
Atatürk, yabancı ülkelerle anlaşmalar vb. yaparken, Türkiye’nin bağımsızlığını gözardı mı etmiştir; yoksa TAM BAĞIMSIZLIK ŞİARINDAN ödün vermeden mi hareket etmiştir?
Yani, emperyalist sömürgeci ATLANTİKÇİ hegemonyadan kurtulup AVRASYA (daha doğrusu ŞİÖ ve ötesi BRICS) ile birlikte hareket etmek, bağımsızlıktan vazgeçmek midir?
Yazasın bu sorularının yanıtları aslında kaleme aldığı makalenin içeriğinde mevcuttur.
pS14.
01 Eylül 2008
DOĞU PERİNÇEK’İN YOL HARİTASI;
TAM BAĞIMSIZ BAŞI DİK TÜRKİYE DAVASIDIR
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Hasan Basri Özbey, Star gazetesi yazarı Aziz Üstel’e, Sayın Doğu Perinçek hakkında gerçeklere aykırı bilgiler içeren 15 Eylül 2008 günlü yazısıyla ilgili olarak bir açıklama gönderdi. Özbey’in mektubunu aşağıda sunuyoruz.
pS15.
14 Şubat 2016
Ulusalkanal
Aleksandr Dugin’den Ulusal Kanal’a önemli açıklamalar:
(…) Biz Rusya’da Türk devletini ve halkını Erdoğan rejiminden ayırıyoruz artık. Türkiye içindeki Batı yanlısı, Amerikancı güçlere (Gülen cemaati ve diğer gruplara) ve rejimin Yeni Osmanlıcı politikalarına karşıyız. Şu anda mesele oldukça kritik. Erdoğan böyle bir durumda Türk ordusunu Suriye’ye müdahaleye zorlarsa bu Türkiye’nin sonu, çöküşü anlamına gelecektir.
Çünkü Türkiye toprak bütünlüğünü ancak Rusya’yla birlikte hareket ederek koruyabilir, Kürt sorununu ancak bu şekilde aşabilir. Rusya asla Kürt sorununa müdahil olmamış; olmak da istememiştir. Burada bütün suç kişisel olarak Erdoğan’ın ve ülkedeki Amerikancı, NATO yanlısı güçlerindir. Ben burada Kemalist geleneğe bir ihanet görüyorum. Kemalist rejim Rusya’yla birlik olmuş, ittifak yapmıştır. Türkiye’deki birtakım odakların bu mirasa ihaneti Türkiye’nin sonu anlamına gelmektedir. Çünkü modern Türkiye Kemalist miras olmadan, Atatürk’ün jeopolitik ve politik mirası olmadan hayatta kalamaz. Sözde İslamcılık yaparak, Batıcı, liberal, laik, çağdaş bir Türkiye olamaz. Türk halkı bu durumdan ötürü Rusya’yı suçlamamalı; Rusya’nın burada hiçbir kabahati yok. Türk halkı asıl Kemalizm’e ihanet edenleri suçlamalı. (…)
(SÖYLEŞİNİN TAMAMI: http://www.ulusalkanal.com.tr/dunya/aleksandr-dugin-den-ulusal-kanal-a-onemli-aciklamalar-h91975.html )
(Ayrıca,
Ulusalkanal’ın Dugin haberleri:
– https://www.google.com/search?q=site:http://www.ulusalkanal.com.tr/+dugin&ie=utf-8&oe=utf-8&gws_rd=cr&ei=o9E3WLLQEcP7ad-Tn0g
Sputnik TR sitesinde:
– https://www.google.com/search?q=site:https://tr.sputniknews.com/+dugin&ie=utf-8&oe=utf-8&gws_rd=cr&ei=c9M3WNS3Esn9aa_wuFA )
pS17.
25 Kasım 2016
Doğu Perinçek, Aydınlık
TÜRKİYE’DE CEPHELEŞME
Türkiye, İkinci İstiklâl Savaşının içindedir. Türkiye, Atlantik sisteminin dayattığı bölünmeye karşı Vatan Savaşı veriyor.
DURUM
Türkiye, Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki “Kürt Koridoru” denen topraklarda ABD emperyalizmi ile karşı karşıya gelmiştir.
Türkiye, ABD güdümlü Bölücü Terörle ve FETÖ Gladyosuyla savaşmaktadır.
Türkiye, Atlantik zincirlerini kırmaktadır ve Avrasya’daki bağımsız konumunu almaya yönelmiştir. ŞİÖ seçeneği, bu yönelişin resmileşmekte olduğunu gösteriyor. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün üyesi olmayan Türkiye, önceki gün Şanghay İşbirliği Örgütü Enerji Kulübü’nün Başkanlığına seçildi. Enerji üretmeyen Türkiye, dünyanın enerjisini üreten Şanghay İşbirliği Örgütü’nde, Enerji Kulübü’ne başkan yapıldı. Atlantik’te kapıya bağlanan Türkiye, Avrasya’da onurlu konumuna yerleşmektedir.
Türkiye, Atlantik sistemi içinde düştüğü borç batağından Üretim Ekonomisiyle çıkmanın eşiğine gelmiştir. Başka çözüm bulunmuyor.
CEPHE
İçine girdiğimiz yeni süreçte, Türkiye’deki cepheleşmeler şu eksenlerdedir:
Atlantik sistemine karşı Avrasya seçeneği.
Atlantik işbirlikçilerine karşı milliciler.
Atlantik güdümlü Bölücü Teröre karşı Vatan Bütünlüğünü savunanlar.
Atlantik güdümlü FETÖ’ye karşı bağımsızlığı ve demokrasiyi savunanlar.
Atlantik’ten dayatılan Borçlanma Ekonomisine karşı Üretim Ekonomisi için mücadele edenler.
Atlantik’in sıcak para komisyoncuları ve Dolar-Borsa vurguncularına karşı işçiler, çiftçiler, esnaf-zenaatkâr, kamu emekçileri, emekliler, sanayiciler ve tüccarlar.
BİLMECE
Şimdi bu saflaşmalar ekseninde Türkiye’nin bütün siyasal güçlerini yerli yerine oturtunuz.
Kimler Atlantik sistemine sadakat için kendisini paralıyor, kimler Şanghay İşbirliği Örgütü’nden yana?
Kimler ABD ile birlikte PKK’yı ve yasal kolu HDP’yi kurtarmaya çalışıyor, kimler PKK Terörünün üzerine silahla gidilmesini savunuyor?
Kimler Fırat Kalkanı Harekâtına karşı PKK’nın kalkanı oluyor, kimler Mehmetçiğin yanında?
Kimler FETÖ mensuplarını cezaevlerinde ziyaret ediyor ve onları kurtarmak için sahte “İnsan Hakları” kampanyaları yürütüyor, kimler FETÖ’nün devletten ve toplumdan temizlenmesi için mücadele ediyor?
Kimler Kemal Derviş’in Borçlanma Ekonomisini savunuyor, kimler Üretim Ekonomisi için çalışıyor?
Bu soruları tek tek AKP, CHP, MHP ve Vatan Partisi açısından yanıtlayınız.
Sahte Solcu örgütler üzerinden PKK’nın yedek gücü durumuna düşenler de bu soruları yanıtlasın? Bir zamanlar “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” diyorlardı, şimdi neredeler?
Herkes, bu soruları bugün Tayyip Erdoğan düşmanlığının insanları hangi safa savurduğunu saptamak için ayrıca yanıtlasın. Ondan sonra da kendi yerini sorgulasın ve safını belirlesin.
MEVZİ
Biz yukardaki sorulara Vatan Partisi açısından yanıt veriyoruz. Vatan Partisi’nin konumu açık ve kesin:
Avrasya seçeneğini 30 yıldır savunuyor.
Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılmamız gerektiğini, Örgütün kurulduğu günden beri kaçınılmaz çözüm olarak gösteriyor.
Vatan Savaşının merkezinde ve ön cephesinde.
Bölücü Terörün üzerine silahla yürünmesini savundu ve Türkiye oraya geldi.
FETÖ’ye karşı 40 yıldır tek başına mücadele etti ve en son 15 Temmuz Darbe girişiminin bastırılmasında tarihsel bir görev yaptı.
Borçlanma Ekonomisine karşı Üretim Ekonomisini Türkiye’nin gündemine oturttu ve emekçi sınıflar önderliğinde bütün milleti kucaklayan Millî Direnme Ekonomisini çözüm olarak gündeme yerleştiriyor.
İHANET
Artık Atlantik cephesinde yalnız ihanet var.
Dün Atlantik kampında olmak, yanlış siyaset kapsamında yorumlanabilir ve bağışlanabilirdi.
Ama bugün siyasetin savaşa dönüştüğü bir döneme girdik. Türkiye bugün ABD ile dolaylı bir savaşın içindedir. Yalnız PKK’ya karşı savaşmıyoruz. 15 Temmuz gecesi Türkiye ile ABD arasında 12 saat süren kanlı bir savaş oldu.
Gelinen bu noktada ihanetin adı, ABD işbirlikçiliğidir.
Art arda söyleşiye gelen Agence France Presstemsilcisi Raziye Zeynep Akkoç’a ve ABD’den gelen Wall Street Journal köşe yazarı Yaroslav Trofimov’a, Genel Başkan Yardımcımız Yıldırım Koç arkadaşımla birlikte şunu söyledik: ABD ve Avrupa, Vatan Bütünlüğümüze dokunmasın, PKK ve FETÖ’ye desteği kessin, dost olalım.
http://www.aydinlik.com.tr/kose-yazilari/2016-kasim/turkiye-de-cephelesme
pS18.
Ayrıca bakınız:
– DENKTAŞ, KIBRIS, BRIC, VD. (22 Mayıs 2015, Kadife Yumruk : https://26august.wordpress.com/2015/05/22/denktas-kibris-bric-vd/ )
– FETÖCÜ DARBE GERÇEKLEŞSEYDİ (10 Ekim 2016, Kadife Yumruk : https://26august.wordpress.com/2016/10/10/fetocu-darbe-gerceklesseydi/ )
– JEOPOLİTİK BİR DARBE (25 Ekim 2016, Ulusal Kanal + Damla İnci makalesi : https://26august.wordpress.com/2016/10/26/jeopolitik-bir-darbe/ )
– ABD BÖLÜNMENİN EŞİĞİNDE (20 Kasım 2016, Kadife Yumruk : https://26august.wordpress.com/2016/11/20/abd-bolunmenin-esiginde/ )
pS19.
– AVRASYACILIK İDEOLOJİSİNİN KISACA AÇIKLANMASI (Aleksandr Dugin : http://www.4pt.su/tr/content/avrasyacilik-ideolojisinin-kisaca-aciklanmasi )
– TÜRKİYE’NİN AVRASYACILIK STRATEJİSİ (Aleksandr Dugin : http://www.4pt.su/tr/content/turkiyenin-avrasyacilik-stratejisi )
– AMERİKA’NIN ÇÖKÜŞÜ KAÇINILMAZDIR (Aleksandr Dugin: http://www.4pt.su/tr/content/amerikanin-cokusu-kacinilmazdir )
…