FETULLAH’IN İŞKENCECİ SUBAYLARI

Hikmet Çiçek yazı serisi

22.05.2015 12:07
Hikmet Çiçek, Odatv

Askeri liselerde Atatürkçü öğrenciler nasıl tasfiye ediliyor.
Cemaat, Harp Okullarında Atatürkçü öğrencileri tasfiye ediyor.

Cemaat, Harp Okullarında Atatürkçü öğrencileri tasfiye ediyor. Bu iddia, uzun süredir dile getiriliyor. Son yedi yıl içinde Harp Okullarından atılan askeri öğrenci sayısının 2 bine ulaştığı öne sürülüyor. Askeri darbeler döneminde bile bu kadar öğrencinin atılmadığına dikkat çekiliyor. Geçmişte darbeler yoluyla yapılan Kemalist subayların tasfiyesinin, şimdi okul sürecinde yapıldığı, gelecekte TSK’yı yönetecek Atatürkçü kadroların yok edildiği ifade ediliyor. Atılan öğrencilerin önemli bir kısmının subay ve astsubay çocukları olduğu belirtiliyor. TSK ile ilişiği kesilen öğrencilerin büyük kısmının Kuleli ve Maltepe gibi askeri liselerden gelen ve çok başarılı olan öğrenciler olduğu kaydediliyor. Öğrenciler ve velileri, bunun bir “Cemaat operasyonu” olduğuna inanıyor. “Askeri okullarda inanılmaz bir Cemaat örgütlenmesi var” diyorlar.

Toygun Atilla, 29 Eylül 2012 günlü Hürriyet’te “Askeri liseler engelleniyor” haberini yaptı. Aydınlık, 12 Mart 2013 günlü manşet haberinde “Tasfiye Harbiye’ye Uzandı” diye yazdı. Öğrenciler ve veliler, bu haberleri hatırlatarak,

Bu haberlerden sonra da durum değişmedi. Cemaat’in uygulamaları aynı şekilde devam ediyor” diyorlar.

Yazı dizimizde, askeri liselerin bu kanayan yarasını anlatacağız.

– HİKMET ÇİÇEK –

MENTEŞ KAMPI’NDAN KÖTÜ KOKULAR

İzmir Urla Menteş Askeri Kampı. Harp Okulu öncesi askeri ve sivil okullardan gelen öğrencilerin intibak eğitimi aldıkları yer. Öğrenciler, TSK’nın en genç subayı olarak 42 gün süren eğitimi başarıyla tamamlamak zorundalar. Ancak Menteş Kampı, son yıllarda özellikle askeri liselerden gelen öğrencilere uygulanan mobbing (bezdiri) iddialarıyla gündeme geliyor. Hedef alınan bazı öğrencilerin “şok mangası” adı verilen mangada toplanarak baskıya uğradıkları ve TSK’dan ayrılmaya zorlandıkları öne sürülüyor. “Şok mangası” adı altında yaptırılan eğitimler anlatılıyor. “Şok mangası”na alınan öğrenciler saatlerce uykusuz bırakılıyor, kusana kadar koşturuluyor ve sürekli hakarete uğruyor. Bu öğrencilerin neredeyse tamamının askeri liselerden gelmesi, “askeri liseler kapatılmak mı isteniyor?” sorusunu akla getiriyor.

“HEP ONLARDAN”

Konuştuğumuz öğrenciler ve veliler, özellikle 2010’dan sonra Askeri liselerdeki öğretmen tayin ve atamalarında Cemaat’in etkin olduğunu, deneyimli öğretmen kadrolarının dağıtıldığını, yeni, genç öğretmenlerin “hep onlardan” olduğunu öne sürüyorlar. Bu etkinin Harp Okulu’nda da görüldüğünü öğretmen, bölük ve takım komutanları ve ölçme-değerlendirme bölümlerinde Cemaat etkisinden söz ediyorlar.

HİLEYE KARŞI RİMEL

Harp Okulu’nda hedef alınan öğrencilerin cevap anahtarlarının değiştirildiği ‘90‘ bekleyen öğrencinin ‘35‘ aldığını ifade ediyorlar. Öğrencilerin bunu önlemek için erkeklerin tükenmez kalemle, kızların ise rimelle cevap anahtarlarını doldurdukları, bu kez de “sınav talimatına aykırı hareket etmek”le suçlandıklarını ifade ediyorlar.

EĞER SİSTEM BÖYLE DEVAM EDERSE

Semih Özbir, Maltepe Askeri Lisesi 2013 mezunu. Akademik olarak okulu 5. bitirdi. Disiplin puanı 125 üzerinden 113. Yabancı dile hakimiyeti bakımından okulun en iyilerinden. Özbir, “18 Ağustos 2013 tarihinde büyük heveslerle gittiğim Menteş Askeri Kampı’ndan 22 Ağustos 2013 günü askerlik mesleğinden nefret ederek çıktım” diyor. Özbir, e-posta yoluyla gönderdiği açık mektubunda şunları söylüyor:

“Eğer sistem böyle devam ederse ordumuz bilgisiz, onursuz, boyun eğen, yalaka, kimsenin güvenemediği ve en önemlisi de vatan değerlerini koruyabilmek için gerekli olan hiçbir değere sahip olmayan subaylardan oluşacaktır. Bu kampta yaşadıklarım ve gördüklerim karşısında size şanlı zaferler kazandıran, gurur ve güven veren ordumuzun geleceği hakkında oldukça karamsarım.”

“MALUM YAPININ ELEMANLARI”

Adı bizde saklı bir askeri öğrenci, emekli astsubay babasına yazdığı mektupta Menteş Kampı’nda yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“13 Ağustos 2010’da Menteş kampına gittim. Burada bir gün sonra takım subaylar tarafından bezdirici askerlik dışı eğitimler yapmak zorunda bırakıldım. Takım komutanlarım tarafından her gün sabaha kadar eğitim alanlarında ve geceleri de çadırlar bölgesinde yat-kalk sürün-çömel-selam dur- eğitimleri yaptım. Sürekli okuldan ayrılmam konusunda baskılar gördüm. Bu eğitimler yemin törenime yaklaşık 3-5 gün kalana kadar devam etti. Yemin töreni çalışmalarında dahi bir kenara ayrılıp eğitimlere maruz kalıyordum. İzmir’in nemli sıcağı altında yat kalk sürün yapıyordum. Geceleri eğitimleri arkadaşlarım uyurken yapıyordum…

Geceleri sürekli gelip beni uyandırtıp çadırlar bölgesinde tam teçhizatlı halde eğitim yaptırtıyordu. MG3 silahını omzuma koyup dizlerim üzerinden sırayla zıplamamı emrediyordu. Çok uzun tekrarda koordinasyon hareketi yapmamı emrediyordu ve ben de bunları yapıyordum. Gece tüm bunlar olurken bölük istirahat ediyordu. 32 km intikalden döndükten 10 dakika sonra bile o yorgunluğumda bana bahsettiğim gibi olan bezdirici eğitimler yaptırıldı…

PLANLI MAKSATLI BİR GRUP

Babacığım bana ilk iki yıl nedense inanmadın, daimi olarak beni haksız buldun. Oysa ben bu okulda Harbiye ruhunu, terbiyesini almış biriyim asla yalan söylemedim, ama maalesef böyle… Sevgili babacığım senin adını lekeleyecek hiçbir şey yapmadım. Planlı, maksatlı bir grubun baskısı var. Özellikle askeri liselerden gelenler ki en başarılı öğrenciler birer birer okuldan uzaklaştırıldı… Şimdi adalete inancım kalmadı. Ben elimden geleni yapıyorum. Allah bunları görüyor. Lütfen sen üzülme. Ama inan babacığım okuldaki bu kadro beni okutmaz… Allah bana bu haksızlığı reva gösterenlerden hakkımı sorsun. Lütfen kimseye yakınma, dertleşme. Ben senin oğlunum. Yeter ki sen bana inan. Malum yapının elemanları olan emniyet müdürlerinin çocuklarına, safahatlarına bakarsan benim durumum çıplak olarak ortaya çıkar. Oysa sen de ben de sadece üniformanın namusu gereği hiçbir siyasette bulunmadık. Sen benim örnek aldığım tek insansın. Bir de Mustafa Kemal Atatürk‘ün hayatı ve yaptıkları… Haksızlığa uğradım. Bak istersen interneti bir kurcala harp okullarındaki uygulamaları anlatan benzer çok örnek göreceksin. Maalesef böyle. Ellerinden öpüyorum. Acelem var izin dönüş saatim yaklaşıyor yemek yemem lazım…”

http://odatv.com/n.php?n=askeri-liselerde-ataturkcu-ogrenciler-nasil-tasfiye-ediliyor–2205151200

23.05.2015 14:24
Hikmet Çiçek, Odatv

Harp Okulu’nda inanılmaz mobbing
Atatürkçü öğrencilerin Harp Okulu’ndan nasıl tasfiye edildiği ve Cemaat’in ordunun altını nasıl oyduğunu anlatmaya devam ediyoruz.

Askeri okullarda Atatürkçü öğrencilerin nasıl tasfiye edildiğini ve Cemaat’in ordunun altını nasıl oyduğunu anlatmaya devam ediyoruz.

Askeri öğrenciler Cemal Öztürk, Mustafa Yılmaz, Muhammed Akbulut, Mert Tunçbilek, Veli Cihan Gökkaya, Hasan Hüseyin Akşit, Bayram Tuğrul Yıldırım, Muharrem Yayla, 2012 yılında TBMM Dilekçe Komisyonu’na sundukları dilekçelerde, askeri okullarda ayrımcılığa uğradıklarını ve haksız olarak ilişiklerinin kesildiğini iddia ederek, konunun araştırılmasını istiyorlar. TBMM zabıtlarından, aynı konuda çok sayıda başvuru olduğu, farklı tarihlerde gelen birçok dilekçedeki olay ve olguların örtüştüğü anlaşılıyor.

SÜREKLİ VE SİSTEMLİ MOBBİNG

Komisyona iletilen dilekçelerde; intibak eğitimine katılan öğrencilerin “eğitim eksiği olanlar” ve “disiplin eksiği olanlar” gerekçeleriyle ayrılarak “farklı bir eğitim programına” tabi tutularak ayrımcılık yapıldığı belirtiliyor. Bu eğitim sırasında eğitim gerekleriyle bağdaşmayan ve gerek fizyolojik gerek psikolojik işkenceye varan muamelelere tabi tutuldukları ifade ediliyor. Sürekli ve sistemli olarak yapılan bezdiri (mobbing) uygulamaları nedeniyle Harp Okullarından kayıtlarını sildirmeye mecbur bırakıldıkları kaydediliyor.

Gene bu dilekçelerde; Askeri liselerden gelen ve Harp Okullarından gördükleri baskı nedeniyle ayrılmak zorunda bırakılan öğrencilerin çokluğuna dikkat çekiliyor.

SENİN KALBİN SAPASAĞLAM

Harp Okulu ile ilişiği kesilen öğrencilerinin bir kısmını da, sağlık kurullarınca verilecek raporlara dayanarak, sağlık durumları nedeniyle askeri öğrenci olarak öğrenimine devam imkanı kalmayanlar oluşturuyor.

Bir öğrencinin Harp Okulu’ndan ilişkisi “sağlık” gerekçesiyle kesiliyor. Ankara GATA, öğrenci için “kalp rahatsızlığı” raporu veriyor. Yasa gereği, TSK ile ilişiği kesilen öğrenci, mutlaka temel askerlik eğitimine tâbi tutuluyor. Öğrenci askere gitmek için İstanbul GATA’ya gidiyor. Sağlık muayenesinden geçiriliyor. Öğrenci, Ankara GATA’nın kendisine verdiği “kalp rahatsızlığı” raporunu hatırlatıyor. Muayene sonucu öğrencinin kalbinde hiçbir sorun olmadığı anlaşılıyor. Öğrencinin Harp Okulu’ndan tasfiyesi için o raporu kim ve hangi güç tanzim ettirmiştir bilinemiyor. Bilinen, ilişiği kesilen öğrencinin Atatürkçü bir genç olması!

TBMM zabıtlarına, beden eğitimi derslerinden muaf olacağı yönünde rapor bulunan bir Askeri lise öğrencisinin beden eğitimi dersinden kaldığı için devre kaybederek okuldan atıldığı bile yansımış.

AÇIK ÖĞRETİM PUANIYLA

Harp okullarının esas öğrenci kaynağı, askerî liseler. Askeri liselerde eğitim ve öğretimin yüksek düzeyi, buralardan mezun öğrencilerin yabancı dile hakimiyeti diğer liselerle kıyaslanamayacak ölçüde yüksek. Son yıllarda Harp Okullarına sivil liselerden öğrenci alımında olağandışı bir artış gözleniyor. İhtiyaç hâlinde harp okullarına her yıl ilgili kuvvet komutanlıklarınca belirlenen ve Genelkurmay Başkanlığı’nca onaylanan sivil liselerden bu yönetmelikte belirtilen şartları taşıyan öğrenciler harp okullarına alınabiliyor. İşte bu durumun Harp Okulu öğrencisinin düzeyini çok düşürmesinden şikayet ediliyor. “Artık Harp Okullarına girebilmek için açık öğretimi kazanma puanı bile yeterli oluyor” deniliyor.

Harp Okulu ile ilişiği kesilen öğrencilerin büyük çoğunluğunun Askeri liselerden gelen ve önemli bir kısmının subay, astsubay çocukları olması dikkat çekiyor. Askeri liselerin sıkı disiplini altında okulunu bitiren bu öğrencilerin Harp Okulu’nda, özellikle son 7 yıl içinde neden bu kadar “başarısız” oldukları sorusu yanıtsız kalıyor.

‘ŞOK MANGASI’

TBMM Dilekçe Komisyonu’nun 27 Haziran 2012 tarihli Genel Kurul Karar Cetveli’nde, 26 Ekim 2011 tarihinde Alt Komisyon toplantısına katılan şikâyetçi öğrenci ve velilerin ifadeleri yer alıyor.

Öğrenci velisi Cemal Öztürk’ün oğlu İsmail Öztürk’ün 2010 yılında katıldığı Menteş Kampında yaşadıkları, Meclis zabıtlarında şöyle geçiyor:

“800 civarı öğrenci içerisinden seçilen 15 kişilik bir şok mangasına alındığını, bu 15 kişilik grubun kamp programına dâhil eğitimlerin akabinde yıldırmaya yönelik keyfi eğitimlere tabi tutulduğunu, çocuğunun vazgeçmeyerek okula devam etmesi üzerine ikinci sınıfa geçerken katıldığı Menteş Kampında da seçilen 6 kişilik şok mangasına alındığını, program dâhilinde olmayan ağır eğitimlerinin devam ettiğini… çocuğunun ikinci sınıfa geçiş not ortalamasının 4.00 üzerinden 3.59, disiplin puanının ise 120 üzerinden 120 olmasına rağmen bu kötü muamelelere maruz kaldığını… bu nedenlerle çocuğunu istemeyerek de olsa meslek sahibi olmasına 3 yıl kala okuldan almak zorunda kaldığını ve ödemek zorunda oldukları tazminatın kaldıramayacakları bir yük olduğunu…”

‘BİRİNCİ AMFİ’

Müştekilerden öğrenci velisi Mustafa Yılmaz ise oğlu Yasin Yılmaz’ın yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“2011 yılında Maltepe Askeri lisesinden mezun olarak katıldığı Kara Harp Okulunda ismi okunan yaklaşık 50 öğrenci ile birlikte birinci amfiye ayrıldıklarını, diğer öğrencilerden farklı olarak gece geç saatlere kadar ağır eğitimlere tabi tutulduklarını, bu eğitimler esnasında aynı zamanda sürekli hakarete uğradıklarını… komutanlarıyla yaptığı görüşmelerde kendisine olumlu yönde sözler verilmesine rağmen çocuğuna yapılan mobbing uygulamalarının değişmediğini belirtmiştir.”

http://odatv.com/n.php?n=harp-okulunda-inanilmaz-mobbing-2305151200

24.05.2015 20:26
Hikmet Çiçek, Odatv

Öğrencilere nasıl işkence yaptılar

Müştekilerden öğrenci Mert Tunçbilek; “Işıklar Hava Lisesinden başarı ile mezun olduğunu, mesleği çok sevdiğini ve pilot olmanın kendisi için büyük bir ideal olduğunu, ancak Hava Harp Okulu’na intibak etmeleri amacıyla yapılan Yalova Kampı’nda 2009 yılında başlayan ve ilerleyen dönem içerisinde hem Hava Harp Okulu’nda hem de Yalova Kampı’nda devam eden fiziki ve psikolojik baskılara maruz kaldığını, bir taraftan bu kötü muamelelere maruz kalırken diğer taraftan da komutanlarının sivil hayatta da başarılı olacağını söyleyerek kendisini ayrılmaya teşvik ettiklerini, sürekli olarak haksız cezalara çarptırılarak disiplin puanının düşürüldüğünü, neticede yapılan baskıları ve hızla düşürülen disiplin puanını göz önüne alarak okuldan ayrıldığını, dar gelirli bir aile olarak ağır bir tazminat yükü altında bırakıldıklarını…” ifade ediyor.

ÇEŞİTLİ BAHANELER

Müştekilerden öğrenci Muhammed Akbulut ise yaşadıklarını şöyle dile getiriyor:

“Işıklar Askeri Lisesi’nden herhangi bir disiplin ve uyum sorunu yaşamaksızın mezun olduğunu, Hava Harp Okulu’nda ise zaten her yıl belirli bir sayıda öğrencinin atıldığı veya ayrıldığı bir sistem olduğunu, okuldan ayrılmak zorunda kaldığı ikinci sınıfın bitimine kadar çeşitli bahanelerle haksız cezalar aldığını, askeri hiyerarşik yapının arkasına gizlenilerek ve çeşitli yönetmelikler bahane edilerek keyfi uygulamaların yapıldığını…” söylüyor.

ÖZELLLİKLE ASTSUBAY ÇOCUKLARI

Şimdi de 1 Aralık 2011 tarihli Alt Komisyon toplantısına katılan müştekilerin beyanlarına bakalım.

Müştekilerden öğrenci velisi Fatma Gök; iki oğlunun da 2006 ve 2007 yıllarında Askeri liseden mezun olduğunu, 2006 yılında mezun olan oğlunun, Hava Harp Okulu’nun “Öğrenci Seçme Uçuşu” olarak tabir edilen eğitim kampında farklı bir gruba alınarak bezdirici muameleye tabi tutulduğunu, okuldan ayrılması yönünde baskı yapıldığını, oğlunun bu baskılara dayanamayarak kamptan ayrıldığını, aile olarak ilgili makamlara dilekçe vererek bu durumu bildirmeleri üzerine öğrencinin 3 defa kampa geri döndüğünü, fakat her seferinde aynı şekilde bezdirici muameleye tabi tutularak ayrılmak zorunda bırakıldığını…

2007 yılında Askeri liseden mezun olan diğer oğlunun da kampta şok mangası denilen özel gruba alındığını… özellikle astsubay çocuklarına böyle bir muamelede bulunulduğunu düşündüğünü belirtiyor.

1,5 LİTRE SUYU TEK SEFERDE İÇMEK CEZASI

Müştekilerden öğrenci velisi Kamil Koca da oğlu Çağrı Koca’nın durumunu şöyle anlatıyor:

“2011 yılı Temmuz ayında Askeri liseden mezun olarak 4 Ağustos 2011 yılında Kara Harp Okulu intibak kampına katıldığını, öğrencinin bu kampın hemen başında bazı öğrencilerle beraber farklı bir gruba alındığını, bu grubun bezdirici bir şekilde eğitime tabi tutulduğunu, 1,5 litre suyu tek seferde içmek, geceleri uykusuz bırakılmak, istirahat saatlerinde de eğitim yapmak gibi değişik muamele ve cezalara tabi tutulduğunu… Askeri lisede disiplin konusunda hiçbir sorun yaşamamış olan oğlunun Kara Harp Okulu’ndan ayrılmak zorunda kaldığını” belirtiyor.

HALA İZLERİNİ TAŞIYOR

Müştekilerden öğrenci velisi Saadettin Gölcük; oğluna intibak kampının başından itibaren ayrı bir grupla beraber bezdirici muamele uygulandığını, dayatılan oransız eğitimlerin yanında oğluna çadır içinde insanlık dışı uygulamalar yapıldığını, bunun neticesinde oğlunun bayıldığını ve hala bu muamelenin izlerini psikolojik olarak taşıdığını söylüyor,

SOYADINI BEĞENMEDİM

Müştekilerden öğrenci velisi Kemal Tümer; oğlu Turgut Selman Tümer’in Askeri liseyi 100 disiplin puanıyla bitirdiğini ve başarılı bir öğrenci olarak Kara Harp Okulu intibak kampına katıldığını, burada bezdirici bir şekilde eğitime tabi tutulduğunu, oğlunu ziyaretinde vücudundaki izleri görmesi üzerine rapor almak için oğlunu hastaneye götürdüğünü, R. A. isimli üsteğmenin oğluna “Senin soyadını sevmediğim için seni eleyeceğim” dediğini, bu şekilde bazı öğrencilerin nedeni anlaşılamayan bir biçimde kötü muameleye maruz kaldığını söylüyor.

‘SENİ ATMAK İÇİN ÇOK UĞRAŞTIK’

Müştekilerden öğrenci Bayram Tuğrul Yıldırım; 2011 yılında Hava Harp Okulu’ndan atıldığını, kendisinin askeri lisede “alay onur sekreteri” yani okulun öğrenci teşkilatında önde gelen bir konumda olmasına rağmen mahkeme kararıyla elde ettiği “Askeri lise Disiplin Amirlerinin Kanaatleri” adlı belgede, kendisinin disiplinsiz ve emir-komutaya uymada yetersiz olduğunun yazıldığını, bunun bir tür fişleme olduğunu, böyle raporların Hava Harp Okulu’nda devam ettiğini… İngilizce dersinden kopya çekmiş gibi gösterdiklerini, sonuçta Hava Harp Okulu Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla atıldığını, kurulda Tümgeneral İ. T.‘nin “Seni atmak için çok uğraştık” dediğini, verdiği dilekçelere rağmen bu kurulun sesli video kaydının alınmadığını… belirtiyor.

ASKERİ LİSELERDE EN BAŞARILI ÖĞRENCİLER

Müştekilerden öğrenci Bilal Okuyucu; “Askeri liseyi ikincilikle bitirdiğini, Harp Okulu’nda 120 disiplin puanıyla devam ederken ikinci sınıfın ortasında 28 Ocak 2010 tarihinde askeri savcı tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda sorguya çekildiğini, kendisine Askeri lise kafeteryasında uygunsuz kişilerle görüldüğü şeklinde suçlamalar yöneltildiğini… ayrılmak zorunda bırakılan öğrencilerin Askeri liselerde başarılı ve dereceyle bitirmiş olan öğrenciler olduğunu, bunun dikkat çekici bir unsur olduğunu” ifade ediyor.

KASATURANI PKK’YA MI SATTIN?

Şimdi de öğrenci Nazmi Çağlar Yanar’ı dinleyelim. Yanar, “2007 yılında Işıklar Askeri Lisesi’nden 9.80 not ortalaması ve 100 tam disiplin puanıyla mezun olduğunu, Kara Harp Okulu intibak kampına katıldığı andan itibaren mobbinge maruz kaldığını, şok mangasına alındığını, kendisinin depoya imza karşılığı bıraktığı kasaturasının art niyetli olarak çalındığını, imzaların yok edilip kendisine “Kasaturanı terör örgütü PKK’ya mı sattın?” şeklinde küçük düşürücü sorular yöneltildiğini” söylüyor.

100 TAM DİSİPLİN PUANLI DİSİPLİNSİZ!

Öğrenci Çağatay Güven Işıklar Askeri lisesini 100 tam disiplin puanıyla bitiriyor. Ama bakın intibak kampında başına neler geliyor?

“Kendisinin intibakta komutanına muhabbetle bakmadığı gerekçesiyle kampa girişinden 32 dakika sonra ‘disiplin grubu‘ olarak adlandırılan özel bir gruba alındığını, bu grupta çok çeşitli işkencelere maruz kaldığını, kendisinin tüm bunlara rağmen intibak kampını bitirebildiğini… tüm bunlardan sonra sürekli disiplin cezası aldığını, disiplin puanının 120’den 7’ye düştüğünü… tüm bu yaşananları dışarıda anlatmaması yönünde telkinde bulunulduğunu” belirtiyor.

ÜÇ DAKİKADA YEMEK

Öğrenci Çağrı Koca; Kara Harp Okulu intibak kampında şok mangasına alınıyor. Uykusuz bırakılıyor. Yemek için kendisine üç dakika veriliyor. Sivil elbiselerle sürünerek eğitim yapma gibi muamelelere tabi tutuluyor. “Kendisi gibi mağdur edilen Askeri lise kökenli birçok öğrencinin olduğunu, komutanların defalarca kendisine ayrılması yönünde baskı yaptıklarını, bazı arkadaşlarının hırsızlık suçlamasıyla tehdit edildiğini, bazı arkadaşlarının çadırlarda üsteğmenlerden dayak yediğini söylüyor.

http://odatv.com/n.php?n=ogrencilere-nasil-iskence-yaptilar-2405151200

25.05.2015 18:35
Hikmet Çiçek, Odatv

TSK’nın altı adım adım nasıl oyuldu
Özellikle 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında Kara Harp Okulu’na katılanların ortalama her üç kişiden birinin ayrıldığı ya da ayrılmak zorunda bırakıldığı görülüyor.

Askeri okullarda Atatürkçü öğrencilerin nasıl tasfiye edildiğini ve Cemaat’in ordunun altını nasıl oyduğunu anlatmaya devam ediyoruz.

Komisyonun dinlediği Avukat Cavit Çalış; “Milli Savunma Bakanlığı Davalar Daire Başkanlığı’nda 27 sene çalıştığını, buradan Baş Hukuk Müşaviri olarak 2001 yılında emekli olduğunu, avukatlığı süresince benzer konu ve davalarla ilgilendiği için konuya vakıf olduğunu, özellikle 2005 ve sonrasında yüzde 25-30‘lara varan oranda, askeri okullardan ayrılmalar yaşandığını, Askeri liseden Harp Okullarına giden bir kısım öğrencinin, komutanları tarafından ayrı bir gruba alınarak istifa ettirilmeleri için bezdirici bir muameleye tabi tutulduklarını, Milli Savunma Bakanlığı veya bağlı birimlerin kendi içinde yürüttükleri idari tahkikatların sağlıklı olamadığını… “ söylüyor.

AĞIR TAZMİNAT YÜKÜ

Askerî okullardan çeşitli sebeplerle ayrılmak zorunda kalan öğrenciler bir de yüklü bir tazminat ödemek zorunda kalıyorlar. Tazminatı ödeyebilmek için bazı öğrenci ailelerinin evlerini bile satmak durumunda kaldıkları, yine de borçlarını ödeyemedikleri ve birçok ailenin haciz ile karşı karşıya kaldığı belirtiliyor.

1990 yılından bu yana askeri öğrencilerin tazminat hesaplarıyla ilgilenen Avukat Sezgin Temel ayrımcılıkla, disiplin puanının adil olmayan cezalarla düşürülmesiyle ilgili çok fazla şikayet aldığını, özellikle son yıllarda intibak kampındaki bezdirici muameleyle ilgili kendisine birçok dava intikal ettiğini söylüyor.

RAKAMLAR YÜKSEK

Bilirkişi Doç. Dr. Hüseyin Cinoğlu tarafından, Alt Komisyona sunulan 24 Nisan 2012 tarihli raporda; özellikle 2008 yılından itibaren “kendi isteğiyle” okuldan ayrılan öğrencilerle ilgili istatistiklere bakıldığında bu rakamın oldukça yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda, “ayrılma kararının kendi özgür iradeleri ile değil de değişik baskı ve uygulamalar sonucu aldırıldığı hususlarından oluştuğu” belirtiliyor.

Milli Savunma Bakanlığından gelen öğrencilerin şahsi hal dosyaları incelendiğinde, bu öğrenciler arasında askeri liseyi derece ile bitirmiş çok sayıda kişi olduğu görülüyor. Akademik olarak yetersiz öğrencilerin ayrılmak zorunda bırakıldığı iddiası kanıtsız kalıyor. Ayrılmak zorunda bırakılan öğrenciler arasında çok iyi disiplin puanı olanların olduğu, hatta aralarında birçok öğrencinin disiplinli oldukları için ya takdirname ile ödüllendirildiği ya da değişik görevlere getirildiklerinin görüldüğü saptanıyor.

AYRILMA İSTATİSTİKLERİ

Kara Harp Okulu’na son dört yılda askeri liselerden katılan öğrencilerin ayrılma oranlarının çok yüksek olduğu görülüyor.

Özellikle 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarını içeren son dört yıllık ayrılma istatistiklerine bakıldığında; asıl öğrenci kaynağını oluşturan askeri liselerden gelerek Kara Harp Okulu’na katılanların ortalama her üç kişiden birinin ayrıldığı ya da ayrılmak zorunda bırakıldığı görülüyor.

İstatistiklere göre 2008 yılında askeri liselerden gelen 595 öğrencinin 122’si, sivil liselerden gelen 220 öğrencinin ise 20’si (toplam 142) ayrılmış.

2009’da askeri liselerden gelen 379 öğrencinin 100’ü, sivil liselerden gelen 695 öğrencinin 145’i (toplam 245) ayrılmak zorunda kalmış.

2010 yılında askeri liselerden gelen 363 öğrenciden 117’sinin, sivil liselerden gelen 795 öğrencinin ise 183’ünün (toplam 300) ayrıldığı görülüyor.

Kara Harp Okulu’ndan ayrılmalara ilişkin istatistiklere göre, 2011 yılında askeri liselerden gelen 328 öğrencinin 112’si, sivil liselerden gelen 818 öğrenciden 142’si (toplam 254) ayrılmak zorunda bırakılmış.

SİVİL LİSELERE RAĞBET

İstatistikler, Kara Harp Okulu’na sivil kaynaklardan gelen öğrenci sayısının giderek arttığını gösteriyor. Bu durumun, 24536 sayılı Harp Okulları Yönetmeliği’ne aykırı olduğu ifade ediliyor. Harp Okullarının esas öğrenci kaynağının sivil liseler haline gelmesi de bir başka soru işareti oluşturuyor.

2011 yılında Kara Harp Okuluna giren (ayrılanlar hariç) her 4 öğrenciden 3’ünün sivil lise kaynaklı olduğu görülüyor. TBMM Dilekçe Komisyonu’nun raporunda, “Sivil liselerden katılan öğrenci sayısının 2009, 2010 ve 2011 yıllarında Askeri liselerden katılanlara oranla 2 – 2,5 kat fazla olduğu görülmektedir. Üstelik son birkaç yıldır üst üste Askeri lise kaynaklı öğrencilerin kat kat üstünde sivil kaynaklı öğrenci temin edilmesi, bu durumun beklenmeyen bir gelişme neticesinde ortaya çıkan bir yıllık bir istisna olarak görülmeyip, genel uygulama haline geldiği gerçeğini gözler önüne sermektedir” deniliyor.

SONUÇ

TBMM Dilekçe Komisyonu, söz konusu iddiaları içeren çok sayıda şikayet dilekçesi ile ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığı’ndan bilgi talep ediyor. Bakanlığın yazılı cevaplarında, hiçbir Harbiyeli adayına gruplandırma yapılarak farklı bir eğitim verilmediği, günlük hizmet çizelgesinde belirtilen program dışına çıkılmadığı, öğrencilere kötü muamele yapılmadığı belirtiliyor. Öğrencilerin iddialarını doğrulayacak hiçbir bulguya rastlanmıyor. İddialar, “tamamen gerçek dışı ve iftira” olarak niteleniyor!

“Harp Okullarından bu kadar öğrenci neden atıldı?” sorusu ise yanıtsız kalıyor.

BİTTİ

Hikmet Çiçek
Odatv.com

http://odatv.com/tsknin-alti-adim-adim-nasil-oyuldu-2505151200.html