Sayın Rıza Zelyut’un makalesini yayımlamadan önce:
pS1. Blog açıklaması:
Sayın Zelyut İBRAHİM MİLLETİ konusunda eksik ve hatalı yorum yapmaktadır.
HANİF İBRAHİM MİLLETİ Kur’an’da [pS2.] geçmektedir.
Allah emridir.
Fetullah’ın ardına takıldığı ise İbrahimî Dinler adı altında (Zelyut’un da bahsettiği, Dinlerarası diyalog projesi) insanları Kur’an’dan uzaklaştırmak; inananları siyonizm’e köle kılmaktır.
Yani, -deyim yerindeyse- at izi it izine karıştırılmaktadır.
pS2. Bir örnek verelim:
NAHL (16) suresi 120 ila 123. ayetler:
inne ibrahiyme kane ümmeten kaniten lillahi haniyfen velem yekü minel müşrikiyn
şakiren lien’umihi ictebahü vehedahü ila sıratın müstekıym
veateynahü fiyd dünya haseneten veinnehü fiyl ahıreti lemines salihıyn
sümme evhayna ileyke enittebi’ millete ibrahiyme haniyfen wema kane minel müşrikiyn
Şüphesiz İbrahim bir ümme (amme /başlıbaşına /tekbaşına bir sivil toplum örgütü) idi. HANİF olarak Allah’a kani (yakin /iykan eden /ilmen inanan) idi. Ve müşriklerden (şirk/ortak koşanlardan) OLMADI.
[*] İbrahim ss TEKBAŞINA bir ÜMME (amme, ümmet) olduğu için biz onun ümmetine değil MİLLETİne uyacağız.
[*] Kani, yakiyn, iykan eden olmak için illa ki HANİF olmak gerekiyor ve de insanlara ALLAH’IN AYETLERİNE YAKİYN DEĞİLSİNİZ diyen yani HANİF DEĞİLSİNİZ diyen ilk/tek kişi DABBETÜL ARZ’dır. (Bkz. Neml-82) Dolayısıyla İBRAHİM’İN ss HANİF MİLLETİ’Nİ DEKLARE EDECEK/EDEN KİŞİ YALNIZCA ve ANCAK ARZ’IN DABBE’SİDİR.
O’nun nimetlerine şakir (şükreden) idi. O ona icabet etti (cevap verdi) ve onu doğrultulmuş yola (sıratın müstakim’e) kılavuzladı (hidayetledi).
Ona dünyada güzellik (hasene) verdik. Şüphesiz o ahırette de elbette salihlerdendir.
Sonra da sana vahyettik: Hanif İbrahim’in Milleti’ne uy (ittiba et /tabi ol). O müşriklerden (şirk/ortak koşanlardan) DEĞİLDİ.
[*] Allah’a bir şeyi ama hiçbir şeyi şirk/ortak koşmayanlar, yalnızca ve ancak HÜNEFA/HANİFLER’dir. Bknz. Hac-31: “HUNEFA LİLLAHİ ğayre müşrikiyne” “MÜŞRİKLER /ŞİRK/ORTAK KOŞANLAR OLMAKSIZIN ALLAH’A HANİFLER olun…”
[*] Nahl 16/120’de OLMADI; 123’te DEĞİLDİ deniyor.
pS3. Özellikle/lütfen okuyunuz:
26 Ağustos bloğu
12 Şubat 2016
Rıza Zelyut, Aydınlık
Davutoğlu mu Şeyh Sait mi?
Bu ülkenin başbakanlık koltuğunda oturan Ahmet Davutoğlu, bulduğu her fırsatta bu koltuğu ona sunan Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaretler yağdırıyor!
Daha önce de birkaç kez yazdım. Son seçimden hemen önce 29 Ekim’de Diyarbakır Meydanı’nda yaptığı konuşmada; açık açık Şeyh Sait’i ve Seyit Rıza’yı masum ilan etti. Devlete silah çeken bu çete başlarını yüceltti; dolayısıyla da onları tepeleyen devleti kötüledi. Kimdi bunları etkisiz hale getiren? Mustafa Kemal ve arkadaşları… Davutoğlu işte onlara saldırdı…
“Dersim İsyanları ve Seyit Rıza Gerçeği” isimli kitabımda (Kripto Yayınları) gösterdim. Ruslara uşaklık da yapan Şeyh Sait‘in 1925 yılında isyan öncesinde yayımladığı fetvada cumhuriyet rejimi için söylediklerine bakın… Atatürk’ü, arkadaşlarını ve bunlara destek olanları “Dinsiz ve kanları-malları helal!” gösteriyor; öldürülmelerini istiyor. PKK’lılar da bugün o hainin heykellerini dikiyor. Davutoğlu oradan ilham almış gibi konuşmuyor mu?
RİZE’DEKİ İSYANIN İNTİKAMI MI?
Başbakan’ın sözleri sadece seçim kazanmaya yönelik değildi. Bu zihniyet 1919’da 15 Mayıs’ta İzmir’e çıkan işgalci Yunan ordusunu “Padişah efendimizin ordusu!” diye kutsayan İskilipli Atıf Hoca diye bilinen hainin zihniyetidir. İskilipli zihniyetidir, çünkü bu AKP, hain Atıf Hoca’nın adını Çorum İskilip’te devlet hastanesine vererek yüceltmiştir.
1925 şubatında Kürtçü-İslamcı Şeyh Sait ayaklanmasından sonra, Rize merkezli bir isyan daha çıkmıştı. Şapka devrimini gerekçe gösteren gericilerin bu ayaklanmasında İskilipli Atıf’ın yazdığı “Şapka ve Frenk Mukallitliği” isimli kitapçık etkili olmuştu. İsyanı bastırmak için hükümet Yavuz zırhlısını göndermiş; bu zırhlı da Rize’nin Potamya bölgesinde (Şimdiki Güneysu) bulunan gerici isyancıları top ateşine tutarak bastırmıştı.
AKP yöneticileri; bu ayaklanmanın fikir babası İskilipli Atıf’ı yücelterek ne yapmak istediler? Bunu vatansever herkesin iyi düşünmesi gerekiyor.
FETHULLAH’IN AĞZIYLA
Bitmedi… Bay Davutoğlu; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine saldırılarını Mardin’deki konuşmasında da sürdürürken İbrahim Milleti‘nden söz etti. Bu İbrahim milleti terimi; Müslümanlığı, Hıristiyanlığı, Yahudiliği İbrahim Peygamber adı altında birleştirmek üzere geliştirildi. İslam Peygamberi Hazret-i Muhammet’i ikinci dereceye indiren bu projeyi biz Fethullahçıların ağzından Dinlerarası Diyalog projesinin kurucu terimi olarak duyduk.
Demek ki neymiş?
Başbakan Davutoğlu; çaktırmadan Fethullahçıların fikrini yaymakta imiş…
CEHALETİN DANİSKASI
Başbakan Davutoğlu; oturduğu koltuğu ona veren Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerini “Haçlılar-Moğollar-Sömürgeci Devletler” ile aynı gösterdi. PKK’lılar da Türkiye Cumhuriyeti’ni “sömürgeci devlet”, Güneydoğu Anadolu’yu da “sömürgeleştirilmiş Kürdistan” olarak gösteriyorlar. Gördüğünüz gibi Bay Davutoğlu; Türkiye Cumhuriyeti’ni sömürgeci devletlerle eş tutarak PKK’nın “uluslararası sömürge Kürdistan!” iddialarına ve sömürgeyi kurtarmak için isyan etmelerine hak verir duruma düşüyor.
Davutoğlu, Türk ulusçuluğuna (milliyetçiliğe) “parçalayıcı” derken Osmanlıcılığı yüceltti. Şimdi soruyorum: Senin o Osmanlın, 1920’de Sevr’de attığı imza ile şu elimizde bulunan toprakları İngiliz, İtalyan, Fransız, Yunan güçleri ile Ermenilere ve hatta Kürtçülere bırakmadı mı? Türklere, Orta Anadolu’da beş vilayetlik küçük bir bölgeden başka ne kalmıştı?
Osmanlı’nın imzaladığı Sevr’e direnenler de Bay Davutoğlu’nun Moğollar ve Haçlılar gibi kanlı ve zalim göstermeye çalıştığı Kemalistler/cumhuriyetçiler oldu. Osmanlı’nın masa başında verdiğini o Türk milliyetçileri savaşarak geri aldı.
YALANDAN TARİH YARATMAK
Bay Davutoğlu bunlarla da yetinmiyor. PKK elebaşısı Öcalan’ın palavralarına sahip çıkarak 1071’deki Türk zaferini Malazgirt’e Kürtleri ortak ediyor. O zaferin kazanılmasının temel sebebi şudur: Bizans ordusunda yer alan kuzey Türkleri olan Kıpçaklar savaş sırasında Rumları bırakıp Türk kardeşlerinin saflarına geçti ve RUm ordusu çöküp bozuldu. O Kıpçaklar ki Müslüman değildiler. Bir bölümü Hristiyan bir bölümü de eski Türk dini Gök Tanrı inancındandılar. Ama derinlerinde bir yatan ulusçuluk duygusuyla inancı bir kıyıya atıp Türklük adına birleşerek Malazgirt savaşını kazandılar.
Anladın mı Bay Davutoğlu?
Gelelim Salahattin Eyyubi ve Eyyubilere…
Davutoğlu, ne acıdır ki bu işte de Öcalan’ın uydurduğu sahte tarihe sarılıyor. Sayın Başbakan; sana, Arap tarihlerinin en önemlilerinden birinin adını veriyorum: “El Bidaye ve’n Nihaye”
O dönemi en yakından bilen tarihçi İbn Kesir tarafından yazılmıştır. İbn Kesir; Eyyubileri Türk beyleri olarak göstermektedir. Ve Selahattin’in kardeşinin adı da Böri’dir. Böri de has Türkçe olup Kurt anlamına gelmektedir. Kısacası Eyyub oğlu Selahattin Kürt değil Azerbaycan bölgesinden kaçmış Türklerden bir subaydır.
TEK TİP SİZDE
Profesör Davutoğlu; devletten söz etmeden önce modern devletlerin nasıl doğduğunu öğrenmelidir.
* Ulus devletler; insanoğlunun devlet deneyimlerinin en son aşamasıdır. Batı dünyası ulus devlet sürecine geçerek dünyaya egemen olmaya başlamıştır.
* Bugün demokrasi diye bildiğimiz sistem; ulus devlet sürecinde ortaya çıkmıştır. Yani uluslaşma ile demokratikleşme iç içe yürümüştür.
* Ulus devletler; eski din temelli feodal devletlerin yıkılmaları ile ortaya çıkmıştır; daha ileri bir sürecin ürünüdür. Türkiye Cumhuriyeti de böyledir. Osmanlı Devleti feodal; Türkiye Cumhuriyeti çağdaş ve demokratik bir devlettir. Bütün gelişmiş dünyada yaşanan çağdaşlık ve modern tek tiplilik değildir.
* Bugün tek tipçiliğin en katısını AKP iktidarı uygulamaktadır. Herkesi türban altına sokarak kadınları tek tipleştirmektedir. Okulları imam hatiplere dönüştürerek eğitimi tek tipleştirmektedir. Dindan ve kindar nesil isteyerek insanları tek tipleştirmektedir.
Bay Davutoğlu! Biliniz ki bir suda iki kez yıkanılmaz. Sizin “Türkiye’de 36 etnik grup vardır!” diyerek yürüttüğünüz bölücü/parçalayıcı ideolojiniz de geride kalmıştır.
Ne kadar küfrederseniz edin, Türk Milleti sizleri de nazar boncuğu taktığınız bölücüleri de aşarak uygarlık yolculuğunu sürdürecektir.
http://www.aydinlikgazete.com/davutoglu-mu-seyh-sait-mi-makale,62979.html
https://rizazelyut.wordpress.com/2016/02/12/davutoglu-mu-seyh-sait-mi/