ADIM ADIM ŞERİAT

eski_yeni_turkiye_kadin

Yakın geçmiş zaman.
Eski-yeni İran ve Afganistan fotoğraflarına bakar; aman Allahım derdik.
Gerisin geriye değişim karşısında şaşkınlığa düşer, ancak ülkemiz için benzerini öngörmezdik.
Oysa Nutuk’ta ne diyordu Atatürk?
– Hocanın sözlerini tatbika kalkışmak, hakimiyeti millîyeyi, hürriyeti vicdanîyeyi kaldırmaya çalışmaktı. Bundan başka, hocanın hazinei malûmatı, Yezitler zamanında yazdırılmış ve istibdadı idareye mahsus formülleri muhtevi değil midi?
– O halde mefhum ve medlûlü, artık herkesçe tamamen tavazzuh etmiş olan devlet ve hükûmet tabirlerini ve millet meclisleri vezaifini, din ve şeriat kisvelerine bürünerek kim ve ne için iğfal olunacaktır?
Ve F.R.Atay şöyle yazıyordu Atatürk ile ilgili:
– “Yeni yazı, gâvur yazısıdır,” diyen fesatçı mürteciyi köye sokmamıştı. Nerede bu mürteciye rastgelirse, âdeta üstüne yürümüştür. Atatürk’ün gözünde mürteci bir numaralı halk düşmanı idi.
– Kızdığı zaman, “Halka gider, yeniden başlarım,” derdi. Buna ne derinden inandığını şaşarak görmüştüm. Halk, ona göre, kendi kuvveti idi.
Peki bizler, ders ibret aldık mı?
Türban’ı Meclis’e soktular.
Cuma saati tatilini resmileştirdiler.
Atatürk’ün resimlerini kaldırdılar.
Atatürk’ün ismini hutbelerden çıkardılar.
Türkiye Cumhuriyeti’ni TC’leştirdiler.
Yakında TC de kalmayacak bu gidişle.
Alevileri kafir ilan ettiler.
Irzına geçilen kızlar tecavüzcüsüyle evlensin dediler.
Üzmezlerin, evcilik çağında iğfal ettikleri kızların yaşlarını büyüttüler.
Kızlı erkekli birarada olmaz dediler.
El ele tutuşulamaz dediler.
Baba, kızına şehvet duyabilir dediler.
Savaşların sebebi laikliktir dediler.
Yeter mi? Yetmez ama evet dediler.
Yes be annem, ver de kurtul dediler.
Bölücülerle masaya oturdular, anlaştılar.
Ermenicilerle kanka oldular.
Neo-con Powell’larla 2 sayfa 9 maddeye imza attılar.
Onlarca adayı kayalığı sattılar.
İnsan olanın inanası gelmiyor ama yazarken utanası geliyor. Yaz yaz bitmiyor.
Her bir satırda başka ayrıntı akla geliyor.
Hatırladıkça yüzler kızarıyor.
Yok artık dediğimiz ne varsa; hayaldi gerçek oldu diye diye gözümüze soktular.
Burnumuzun dibinde, hemen şuracıkta, kafalar kesildi, kadınlar alınıp satıldı, kızçocuklarına tecavüz edildi, insanlar yerlerinden yurtlarından edildi (halen devam ediyor).
Yok artık diyemedik; bize ne dercesine seyrettik.
Umursamadık, ilgilenmedik.
Milyonlarca masum göçebe halde.
Denizlerimizde boğulan çocuklar, bebekler.
Tepemize diktiğimiz yöneticiler; Esad’ı suçladı. Yetmedi IŞİD’i suçladı.
Sanki kendileri değillermiş gibi; o katil sürülerini destekleyen, besleyen, silahlandıran, eğitenler.
İşte o Allah düşmanları, Barzani ve PKK-PYD ile işbirliği içinde, Irak ve Suriye petrollerini Tükiye üzerinden İsrail’e satıyorlar, komik rakamlarla.
İşte o Allah düşmanları, diri diri kesip doğrayıp biçtikleri insanların organlarını İsrail’e veriyorlar.
Ne yapıyoruz?
Seyretmekle yetiniyoruz, öyle mi?
Koskoca bir hayır!
Bu suçların ortaklarıyız bizler, hepimiz.
Hiçbir yere kaçamayız, saklanamayız.
Kendimizi aklayamayız.
Sırf şii diye insanları katleden katil suudilerin, idamlardan hemen önce -dilencilik için- ayağına koşan cumhurşeysimiz var bizim.
Hemen ertesinde; aç kalan karısının bir kısmını veya tamamını yiyebilir diyen yaratığın ziyaretine giden bir diyanet başkanımız var bizim.
Van minuteS dümeniyle halkı uyutup, İsrail’e muhtacız diyen bir iktidarımız var bizim.
Cumhuriyet rejimine küfreden gazeteciye taziye gönderen cumhuriyetin bekçisi genelkurmayımız var bizim.
Hayaldi gerçek oldu, evet.
Yetmez ama, evet.
Yes be annem…
Peki biz ne sanıyorduk?
AKP-Suud-Katar triosunun, Siyonist İsrail’e karşı olduklarını mı?
Bu kadar mı saftirik, salağız?
Kurtuluş savaşında kağnı çeken, sırtlarında top mermileri, bebeleri ile cepheye yürüyen kadınlarımızın başlarındaki yazmalar, yemeniler, tülbentler neydi?
Allahsız, dinsiz miydi o analarımız, bacılarımız, kızlarımız?
AKP’yle mi imana geldi bu toplum?
Yoksa Türk Milleti, aslını unutup, her geçen gün biraz daha arabileşti, Kitap’tan uzaklaştı mı?
Ne diyor Yaratan, Kur’an’da:
– Bir kavim kendinde olanı değiştirmedikçe, Allah da değiştirmez.
– Kendini düzeltmeyen kavmi, Allah düzeltmez.
– Allah, akletmeyenlerin üzerine pislik yağdırır.
– Azmak isteyenin, azgınlığını arttırır.
Ders ibret alıyor muyuz?
Belli ki almıyoruz…

pS1. Atatürk’e, laikliğe sahip çıkmaz isek; bugün yaşadıklarımız, yaşayacaklarımızın yanında devede kulak kalacak.
Umuyoruz ki aklederiz, silkinip kendimizi düzeltiriz.

26 Ağustos bloğu