Türkiye’de,
bize mahsus olmak üzere,
Amerikan Projesi İslam
ve sadece bizim için
YEŞİL MASON LOCASI kuruldu.
THE GREEN FAR(FREE)MASONRY;
ilk kez 1 Mayıs 2005 yılında gizlice ilan edildi.
Ve 2005 ardından AKP en büyük oy patlamasını yaptı.
Yapar elbette ki…
– Bahçeli açık söyledi: AK Parti’ye tam destek!
– Bahçeli AKP ile türban yarışına girdi
– Bahçeli Kayseri’de Abdullah Gül’ü öve öve bitiremedi
– Bahçeli fethullahçı polis ve savcıalra sahip çıktı
– Kılıçdaroğlu F Tipi polise sahip çıktı
– Kılıçdaroğlu: Türkiye’yi İzmir gibi yöneteceğiz
– Kılıçdaroğlu: Kayseri’den söz veriyorum, imam-hatipler kapatılmayacak
– Baykal: Her mahalleye Kuran kursu doğru bir proje
– Baykal’ın karaçarşaf açılımı
– Ekmeleddin İhsanoğlu İKİSİNİ de reddetti
– Hepiniz oradaydınız
– Ekmek için Ekmeleddin
– AKP’nin önünü açan Kemal Derviş, Dersimli Kemal’le anlaştı
– Barzani hedefini açıkladı: Birleşik Kürdistan
Yani arkadaşlar hep birlikte Kürdistanı kuruyorlar.
Atatürk’ü, Atatürkçülüğü ağızlarına almıyorlar.
(Mevzubahis… diyerek eğer VATAN Partisi direnmese, ATATÜRK ismini ve ATATÜRKÇÜLÜĞÜ Türk Milletine unutturacaklar; hafızalardan Atatürk ilke ve devrimlerini, “6 OK”u silecekler…)
Türk kelimesini Anayasa’dan çıkarmak istiyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucularına darbeci, soykırımcı demeye getiriyorlar; ve/ya sessiz kalarak ya da (çekimser değil) ÇEKİNSER davranarak deformasyonun önünü açıyorlar.
AİHM’deki Ermeni soykırımı yalanı davasına Perinçek’e ne kadar arka çıktılar?
Gezi direnişiyle başlayan Atatürk gençliğinin kuvayı milliye hareketine destek vermiyorlar.
Türk Milletinin tarihi boyunca geçmişten geleceğe görüp göreceği en büyük tehlike olan FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ ile flört ediyorlar.
AKP’nin ekonomi çizgisini yürütmekle görevli Durmuş’la Derviş’i millete yedirmeye çalışıyorlar.
Biri açıktan diğeri çaktırmadan PKK-HDP’yi güçlendiriyorlar.
Yaz yaz bitmiyor…
İyisi mi biz ‘dönelim’ Yeşil Masonlara…
Ya da ‘kaldığımız yerden’ devam edelim.
Biraz gecikmeli (2005’ten 2012’ye) de olsa; bakalım ne diyor 23 Nisan 2012 tarihinde Sabahattin Önkibar, Yenimesaj’da (en azından locanın varlığını kamuoyuna ilan ediyor AMA… aması pS4’de):
Yeşil Mason Locasına dikkat!
Ankara Kulislerindeki yeni dedikodu Yeşil Mason Locasının faaliyete geçtiğidir!
O nasıl bir şey mi?
Malum klasik Mason Locaları bütün dünyada sonuçta Küresel Egemen güçle yani Siyonizm’le irtibatlandırılır!
Yeşil Mason Locası da amaç bağlamında diğerleri ile ayrışmıyor, tersine şimdi onlardan bile çok önde gidiyor!
Yeşil Masonların bugün hem küresel irtibatları hem de Musevi lobileri ile olan ilişkileri eski biraderlere bile parmak ısırtıyor!
Dahası var:
Yeşil Masonlar Siyonizm’in alanını genişletiyor ve Müslüman dünyanın imanına taarruz ediyor!
Nasıl mı?
İbrahimi dinler hikayesi ile!
Malum bu hikayenin özü, Müslümanlarla beraber Hıristiyanlar ve Museviler de cennete gidecek tezidir.
Yeşil yani sözde Müslüman Masonlar, “Aleviler ve Şiiler cehenneme gidecek” derken Musevilere ve Hıristiyanlara cennette rezervasyon yapıyor!
Peki, iki mason camiası kıyaslandığında hangisi mi tehlikeli?
http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12001332/
İşte bunlar bizim yeşil masonlar!
Theodor Herzl’in mozolesindeler…
Peki kim bu HERZL?
Siyonist kampın (VAMPer) zaman kaçkını bir whore çocuğu. (Üstelik o göstermelik bir mezar çünkü bu çağda Herzl’in mezarı yok)
BARAK Obama tamam, Habeş-Kenya yahudisi…
Peki, Erdoğan ve o beyaz rahibe karısı, neden “ONE MİNUTEs” milleti önünde ibadet yapıyor?
Dahası, “Kuzey İsrail’i kuracağıma bütün ibrahimi dinler adına yemin ederim” diyor…
pS1. AKP mi İsrail’in önünü açıyor?
Yoksa tersi mi… Ya da ikisi de mi?..
AKP İsrail’in önünü açıyor
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde iç politika malzemesi olarak kullanmayı sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidara geldiği 2002 yılından bu yana uluslar arası alanda sürekli İsrail’in önünü açan adımlar attı.
20.07.2014 23:01
Seçim meydanlarında sürekli İsrail karşıtı söylemle prim yapmaya çalışan Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde iki ülke ekonomik ilişkileri tarihindeki en hızlı büyümeyi yaşadı. Beş milyar dolara yaklaşan ticaret hacmi ile Türkiye, İsrail’in en fazla ithalat yaptığı 9’uncu ülke konumuna geldi. İki ülke arasındaki ticaret, gıdadan mekanik ve ileri teknoloji ürünlerine kadar geniş bir alanı kapsarken, 5 milyar dolara yaklaşan ticaret hacmine içinde savunma sanayi ürünleri bulunmuyor.
‘YAPTIRIM’, ‘YATIRIM’ OLDU!
Oysa, AKP Mavi Marmara krizi sonrasında, bu ülkeye yaptırım uygulanacağı taahhüdünde bulunmuştu. Yaptırım uygulanmadığı gibi ekonomik ilişkiler tavan yaptı. Türkiye’nin İsrail’den ithalatı AKP döneminde 500 milyon dolardan 2 milyar doların üstüne çıktı. Bu yılın ilk 5 ayında da ithalattaki artış ihracattaki artışın üstünde gerçekleşti.
AKP-İsrail dostluğu sadece ekonomik alanda sınırlı kalmadı. Refah Partisi’nin iktidar olduğu ve Abdullah Gül’ün de kabinede Devlet Bakanı olarak görev yaptığı dönemde İsrail ile Savunma İşbirliği anlaşması imzalanırken, AKP döneminde de bu anlayış sürdü.
İSRAİL’LE İLİŞKİ HİÇ KESİLMEDİ
Erdoğan bir yandan İsrail’e karşı esip gürlerken, Dışişleri Bakanlığı’na da, Mavi Marmara konusunda uzlaşıya varılması için Cenevre’de gizli görüşmeler yapılması talimatını da verdi. Üstelik bu görüşmeler, Gazze’deki krize karşın yine iptal edilmedi. Oysa Erdoğan, “İlişki kalmadı ki, kim görüşecek? Bizim İsrail’le görüşecek birşeyimiz yok” açıklaması yapmıştı. Ancak iki ülke arasında görüşmelerin devam ettiğini İsrail basını deşifre etti.
AKP’nin, İsrail konusunda Türk kamuoyuna yönelik yaptığı “takiyye” Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’de 2010 yılında yapılan oylamada da ortaya çıktı.
http://www.siyasetcafe.com/Gundem-Haberleri/5971-akp-israilin-onunu-aciyor
pS2. Herzl ziyaretinin videosu:
Youtube videosundaki açıklama:
“Anadan gürcü yahudisi (Stalin’le kanbağı) babadan rum isyancısı Teyub torunu Recep Tayyip Erdoğan, kendi gibi kırma olan Arap-Kürt yahudisi Eminanım ile birlikte, Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl’in mozolesini ziyeret ederek ayine katılıyor.
Daha önce yahudilerden üstün başarı cesaret ödülleri de alan Erdoğan, ayrıca yine yahudilerce çok sevilen Fas Kralı 5. Muhammed’in mozolesini ziyaret etmişti. (Dağlı/Teğel-Tat yahudilerinden Ahmet Davutoğlu da 2011 yılında aynı mozoleye çelenk koymuştu)”
pS3. Fas Kralı 6. Muhammed
Başbakan Erdoğan Fas’ta
Başbakan Erdoğan, resmi programı kapsamında Benkiran ile Fas Başbakanlığı’nda bir araya geldi. Öncesinde Fas Kralı 6. Mohammed’in dedesi 5. Mohammed’in mezarını ziyaret eden Başbakan Erdoğan, anıt mezar hakkında yetkililerden bilgi aldı ve şeref defterini de imzaladı. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23427836.asp2011, yine Fas, yine Davutoğlu;
… Davutoğlu, ilk olarak eski Fas Kralı 5. Muhammed’in Mozolesi’ni ziyaret ederek, çelenk koydu.
http://www.kadinnews.com/index.php?content_view=23325&ctgr_id=0Mübarek’in notlarından…
Mısır devrik cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek iktidarda olduğu dönemin önemli sırlarını ortaya koyduğu notlarında kendisi gibi Arap dünyasından daha birçok lider ve başkanın da İsrailli önemli şahısları kendilerine siyasi danışman edindiklerini söylüyor. Örnek olarak da FAS KRALI 5. Muhammed’in Yahudi Andre Azoulay’ı danışman edindiğini göstererek Azoulay’ın görevini kral 5. Muhammed’in oğlu 6. Muhammed döneminde dahi sürdürdüğünü vurguluyor.
http://www.haberpan.com/haber/mubarek-in-notlarindan-e2-80-a6Fas Kralı 5. Muhammed onurlandırılacak mı?
Fas Yahudi Cemaati Başkanı, Kral 5. Muhammed’in İkinci Dünya Savaşı yıllarında Fransız rejiminin isteklerine direnerek Yahudilerin yaşamını kurtardığını ileri sürdü…
Fas Yahudi Cemaati ileri gelenleri, İkinci Dünya Savaşı yıllarında ülke Yahudilerinin yaşamını kurtarmak için verdiği çabadan ötürü Kral 5. Muhammed’in Uluslararası Dürüst payesi ile onurlandırılması gerektiğini ileri sürdüler.
Bu girişim, Kral 6. Muhammed’e yakınlığı ile tanınan Fas Yahudi Cemaati Başkanı Serge Berdugo tarafından başlatıldı.
Geçtiğimiz hafta Şimon Peres’in devlet başkanlığı yeminini ettiği törene katılmak üzere İsrail’de bulunan Serge Berdugo, Kral 5. Muhammed’in yaşam kurtardığına ilişkin elinde kanıtlar bulunduğunu söyledi.
Kralın, Nazi yanlısı Vichy Hükümetinin buyruklarına uymayıp Yahudi karşıtı yasaları yürürlüğe koymaması, Fas Yahudilerini Fransa’ya göndermeyi reddetmesi sayesinde bu ülke Yahudileri hayatta kalabildiler. Serge Berdugo, Vichy Hükümeti’nin buyruklarına riayet etmemekle hayatını tehlikeye atan Kral 5. Muhammed’in Uluslararası Dürüst onuruna layık olduğunu ileri sürdü.
Devlet Başkanı Şimon Peres, kralın Uluslararası Dürüst olarak onurlandırılmasının İsrail- Fas ilişkilerini olumlu yönde etkileyeceğini söyledi. Yad Vaşem sözcüsü durumun inceleneceğini belirtti. Bugüne dek Yad Vaşem tarafından onurlandırılan 21.700 kişinin 60’ı Müslüman’dı. Onurlandırılmasına karar verilmesi durumunda Kral 5. Muhammed, Uluslararası Dürüst payesine layık görülen ilk Arap olacak.
http://arsiv.salom.com.tr/news/print/5884-Yahudi-Dunyasindan.aspxKral Hasan II (1929 – 1999)
* Arap dünyasının en uzun ömürlü kralı olan Hasan, 1961’de babası Kral Muhammed’in “önemsiz” bir ameliyat sırasında vefat etmesinin ardından 32 yaşında tahta geçti.
* Muhalifleri tarafından insan hakları ihlalleri ve zulüm yapmakla suçlanan otoriter Kral, yaşamını anlatan kitaplardan ikincisinde, krallığı boyunca verdiği kararlardan yüzde 60’ının yanlış olduğunu kendisi de kabul etti.
* Kral Hasan’ın bir diğer özelliği de iktidarda bulunduğu dönem içinde tüm arap dünyasının aksine İsrail ile iyi ilişki içinde olmasıydı.
* İki ülke arasındaki gizli temaslar, 1961 yılında, Hasan’ın babası Kral 5. Muhammed’in iktidarının son yılında başladı. 5. Muhammed, önce onbinlerce Faslı yahudinin İsrail’e göç etmesine izin verdi. Daha sonra tahta çıkan oğlu ise, kurulan ilişkileri kurumsallaştırdı.
* Bir diğer olay da Nasır hakkında İsrail istihbaratı ile yaptığı işbirliğiydi. İsrail istihbarat uzmanlarından Yossi Melman’ın Ha’aretz gazetesinde açıkladığı bilgilere göre, Mossad, Mısırlı milliyetçi lider Cemal Abdül Nasır hakkında da, Fas’a önemli bilgiler verdi. Ma’ariv gazetesi yazarlarından Oded Granot’a göre ise, Mossad, ‘60’lı yıllarda Cezayir’e karşı Fas’a destek verdi. Bu dönemde, iki ülkenin Batı Sahra üzerindeki çatışmasında Fas’ı kuvvetlendirmek için, İsrail’den Fas’a 100 hafif tank gönderdi.
* Fas gizli servisi de, bu dönemde İsrail’e önemli bilgiler verdi. Ha’aretz yazarı Amir Oren’in yaptığı açıklamalara göre, Faslılar, İsrail’e karşı birliğin sağlanması konulu bir Arap zirvesi sırasında ülke liderleri ve ordu komutanları arasındaki konuşmaların Mossad tarafından dinlenmesini sağladığı iddia edildi. Amir Oren, bu hizmetin önemini şu sözlerle anlatıyor: “Verilen istihbarat, İsrail’in 1967’deki Altı Gün Savaşı’nı kazanmasında belirleyici oldu.”
* Ancak Fas, 1973 Yom Kippur savaşı sırasında Suriye’ye bir “dayanışma taburu” göndererek İsrail’i kızdırdı. Üç yıl sonra ise, İsrail Başbakanı İzak Rabin, Fas’ı gizlice ziyaret eden ilk İsrail lideri oldu. Bir peruk ve gözlükle kendini kamufle eden Rabin, Fas Kralı ile, Mısır ve Ürdün hakkında konuştu. 1977’de, aşırısı sağcı Menahem Begin’in İsrail’in başına geçmesinin ardından, ilişkiler yeni bir boyut kazandı. Kral Hasan, dönemin İsrail Dışişleri Bakanı Moşe Dayan ile, Mısır lideri Enver Sedat’ın özel elçisi Hasan Tohami arasında gizli bir görüşmeye ev sahipliği yaptı. Görüşmelerin ardından Enver Sedat Kudüs’e uçtu ve Arap halklarında öfkeyle karşılanan 1979 “barış” anlaşmasının önünü açtı.
* İsrail ile Fas arasında hiçbir zaman tam resmi diplomatik ilişkiler kurulmadı ama, Kral Hasan, doksanlı yıllarda, İzak Rabin ve Şimon Peres ile “açık” görüşmeler gerçekleştirdi.
http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=1214
pS4. Protestant İslam hakkında (kısaca):
Bizim mensubu olduğumuz Protestant İslam (Kur’an’daki tanımıyla MİH yani Hanif İbrahim Milleti) KÖK dindir.
“Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı amme’siniz. İyiliği emreder, kötülüğü yasaklar ve Allâh’a inanırsınız” ayeti uyarınca, işte ayrılmamız gereken kök din budur.
Asıl ata dininden, yani bozulmamış olan dinden söz ediyoruz. Taptaze haliyle, sonradan bozulmamış, mezheplere bölünmemiş haliyle “sevgi, barış ve kardeşliğe dayalı” monoteist dinden, yani “Hanif kök”ten söz ediyoruz.
Kökü İbrahim’e uzanan bu dinin, son zamanlarda toplumlara (özellikle Türk toplumuna) empoze edilmeye çalışılan “Dinler arası diyalog” yani “İbrahimi Dinler” kavramı ile uzaktan ya da yakından ilgisi yoktur. (Maide 5/51,52)
“İbrahimi Dinler” kavramını ortaya atanların asıl amaçları; biraz Yahudilikten, biraz Hristiyanlıktan, biraz da İslamiyetten alıp bir sentez yapmak ve gerçek dini bozmaktır.
Ayrıca “Ilımlı İslam, Liberal İslam, Light İslam” gibi adları ve kavramları ortaya atan Siyonistler ile onların Müslümanlar içindeki (YEŞİL MASON) uzantıları -kasten- “Protestan” yaftasını kullanmaktadırlar. Dertleri, Kur’an’da emredilen Hanif (Haniff, Khaniff, Protestant) dini önceden hazırlık yaparak sulandırmaya ve (kendileri gibi) dış kaynaklı göstermeye çalışmaktır.
Bizim bu vb. Siyonist-Mason kaynaklı [FETULLAH’IN DİNİ ve GÖREVİ] hareketlerle, hatta -ayetin açık hükmüne rağmen- İslam’ın ilk ve son din olduğunu oylamaya koyan 1998 Konsili üstün zekalılarıyla HİÇBİR İLGİMİZ-İLİŞİĞİMİZ yoktur.
“Ilımlı İslam” ile “Dinler arası diyalog” başından sonuna ve her yönüyle bir DEFORMASYON hareketidir. Mezhepten daha öte, Hristiyan+İslam (Chrislam) adlı yeni bir din oluşturma hareketidir. Bir de buna uydurulmuş hadisten destek bulunmaya kalkışılmaktadır.
Oysa AYET açıktır:
“Onların milletine uymadıkça/girmedikçe; ne Yahudiler ne de Nasraniler senden razı/hoşnut olmazlar. ‘Allâh’ın hidayeti (yol göstermesi), işte odur hidayet’ de. İlimden sana gelenin ardından onların hevalarına uyacak olursan, Allâh’tan sana artık bir Veliyy de Nasir de yoktur.” (Bakara 2/120)
Allâh’ımızın uyarıları böylesine apaçık iken, bu oyunlara gelmemiz olur şey değildir! Lütfen sizler de oyuna gelmeyiniz sevgideğer okurlar…
pS5. Kur’an’daki (Allah’ın emrettiği) PROTESTANT İSLAM yani HANİF İBRAHİM MİLLETİ’ni ayrıntılarıyla anlatan yazıyı Allah inşaa yakında paylaşacağız.
[9/2/17 ek/not’u: PROTESTANT İSLAM (LAİK / SEKÜLER-DEİST İBRAHİM MİLLETİ) : https://26august.wordpress.com/2016/02/12/protestant-islam/ ]
26 Ağustos bloğu
RZİ
26 Ağustos Blog 