ALAMUT’TAN AMUDE’YE

Yine amuda kalktılar.
PYD Suriye’nin kuzeyinde özerklik ilan etmiş. Devlet bile değil…

url

Kürt kökenli kardeşlerimizden özür diliyoruz ancak iyice anlamak gekiyor:
Biz yine Kürtler demeyelim; Kürtçülük peşinde koşanlar, ayrılıkçılık güdenler, yüzyıllardır, böyle her ortam bulduklarında fırsatı değerlendirmek için zıpladıklarından dolayı, kavak yaprağı misali, az esintiyle çok gürültü koparmak huyundan vazgeçemiyorlar.
Yanar döner ve söner davranmaktan geri adım atamıyorlar.
Kapıkulu Barzani ve tahtarevalli Talabani gibileri kılavuz edinip zoraki burunlarını kirletiyorlar.
Öcü suratlı Apö gibileri lider belleyip o idollerle yatıp bu figürlerle kalkıyor şu toparlaklarla yuvarlanıyorlar.
Sonra da neden tarihte hiç devlet kuramadıklarını merak ediyorlar.
Stratejisi olmayan, taktik geliştirmeyen, analiz ve sentez yapmayan bir topluluktan yöneticiler (ewlae/ valiler) olmaları beklenebilir mi? (Vali olamadıklarındandır belki, yasak olmasına rağmen evliya masallarına inanıyorlar. Dahası, artık nasıl başarıyorlarsa, beşikteki bebeğe varıncaya kadar tüm “ehli beyt” emeviye tarafından katledildiği halde, sürüsüne bereket seyyid yumurtluyorlar.)
Binlerce kelimelik Farsça’dan gelen bin, hadi olsun iki bin kelime ile yaşayıp, üzerine neredeyse hiçbir şey koymadan, birkaç ithal harfle Kürtçe denen uyduruk (hadisen yüftera) bir dil oluşturuyorlar. Ama birbirlerini de anlamıyorlar. (Mahkemelerde “ana dilimde ifade vermek istiyorum” dedirtilenlerle tercümanlar, bir de avukatlar, körler sağırlar birbirlerini ağırlar misali, birbirlerinin suratlarına bakıyorlar.)
Taa Selahaddin’in ve Alparslan’ın ordularına varıncaya değin, o Türk ordularında, oranları yüzde 5 ile maks. 20 arasında değişen katılımlarıyla yeraldıkları, varoldukları toplumları da hazmedemiyorlar.
Yani, Filistinlilerin müslümanlığı seçen İsrailoğullarından olduklarını bilmedikleri gibi, Kürtler de ne akrabaları (amcaoğulları) olan Farsları * tanıyorlar, ne de kendilerine “kucak açan” kültürleri. (* DeepNote: Kürtler, kılavuz anlamına gelen “Med”dirler. Ağalık sistemi; Farsların Pers imparatorluğunun tersine, Med imparatorluğu hakimiyetinde kurulmuştur. Oysa Farslar /Persler dünyanın en eski devletlerinden olup, onların devlet kültürü ve uygarlığı çok yüksektir ve ağalık sistemine yüz vermemişlerdir. Ne var ki “Med”ler bir devlet olma bilincine asla ulaşamadıkları için dünya tarihinde bir tek Kürt devleti bile kurulamamıştır. /Kaynak: HvÆiberg)
Aşağılanan arabi zihniyet, o aşiret tiyneti iliklerine işlemiş sanki.
Keşmekeş kabilecilik illeti içinde göçebe-dağ şartları ile 2 bin kelimeyi harmanlayıp kendilerince mi belli değil bir kültür inşa etmişler ama darmadağınıklar işte.
Oysa nerede ne zaman kimden doğduğunun ne önemi var?
“Ey Ademoğulları…” hitabına inat “Anadan kanbağı” güdenler lanetlenmediler mi?
Yok İran Kürtleri, Irak Kürtleri, Suriye Kürtleri, Türkiye Kürtleri vs.
Osmanlıyla işbirliği yaparak Şah İsmail’e saldıran ağalara beylere şeyhlere hocaefendilere biat eden boyun eğen, siyonist emperyalizmin taşeronluğunda kendilerini kölelikten kurtaran cumhuriyete saldıran, sonra da ezikliğin kitabını yazmaya kalkıp o Alevi Bektaşi türk’ülerini emrah-bergen ajitelerine devşirmeye yeltenen bir kültür olmaz olsun.
Hala birbirlerine soruyorlar mı, “yaw biz neden devlet kuramıyoruz” diye?
Nasıl diyeceksin ki “boyun eğme” diye?
“Ne mutlu Türk’üm diyene” de diyemiyorsun, nasıl olacak?
Siyonizm feci keklemiş seni, “Mahabad cumhuriyeti” demiş.
Hadi geçtik mahabad’dan falan, cumhuriyet bir kere oraya yakışıyor mu? Kabak gibi sırıtıyor, aşiretçilikle yanyana durmuyor, yemleme olduğu bas bas bağırıyor.
Yok ille de ısrar edilecekse yine de, Alamut’a bakılmalı…
Ya da o sızmalardan arınmalı, öyle değil mi?

Émile, Jean T.